tag:blogger.com,1999:blog-43716847745863177572024-03-19T07:36:49.937+00:00Pabucunu Attım Damaortaya karışık. çok severim.sinemhttp://www.blogger.com/profile/18072593658185129598noreply@blogger.comBlogger14125tag:blogger.com,1999:blog-4371684774586317757.post-90016112148848137752014-01-03T14:02:00.002+00:002014-01-03T14:02:27.568+00:00Some Life Advice <span class="Apple-style-span" style="color: #626566; font-size: 13px; line-height: 20px;">The world is full<br />of half-enlightened masters.<br />Overly clever, too “sensitive” to<br />live in the real world, they<br />surround themselves with selfish<br />pleasures and bestow their grandiose<br />teachings upon the unwary.<br /><br />Prematurely publicizing themselves, intent<br />upon reaching some spiritual climax, they<br />constantly sacrifice the truth<br />and deviate from the Tao.<br />What they really offer the world<br />is their own confusion.<br /><br />The true master understands that<br />enlightenment is not the end,<br />but the means. Realizing that<br />virtue is her goal, she accepts<br />the long and often arduous cultivation<br />that is necessary to attain it.<br /><br />She doesn’t scheme to become a leader,<br />but quietly shoulders whatever<br />responsibilities fall to her.<br />Unattached to her accomplishments,<br />taking credit for nothing at all,<br />she guides the whole world by guiding<br />the individuals who come to her.<br /><br />She shares her divine energy with<br />her students, encouraging them,<br />creating trials to strengthen them,<br />scolding them to awaken them,<br />directing the streams of their lives<br />toward the infinite ocean of the Tao.<br /><br />If you aspire to this sort of mastery,<br />then root yourself in the Tao. Relinquish<br />your negative habits and attitudes.<br />Strengthen your sincerity.<br />Live in the real world, and extend<br />your virtue to it without discrimination<br />in the daily round.<br /><br />Be the truest father or mother,<br />the truest brother or sister,<br />the truest friend, and the truest disciple.<br /><br />Humbly respect and serve your teacher,<br />and dedicate your entire being<br />unwaveringly to self-cultivation.<br />Then you will surely achieve self-mastery<br />and he able to help others in doing the same.</span><br />
<div>
<span class="Apple-style-span" style="color: #626566; font-size: 13px; line-height: 20px;"><br /></span></div>
<div>
<span class="Apple-style-span" style="color: #626566; font-size: 13px; line-height: 20px;">“Hua Hu Ching”</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrkonGOw5w3yfeKIwG0qSbR7S6u4QDloa45lE38SqBK15xg_xzP_0VGrgpdIbwaxtHbQe_JszltErWp98NAdR-GW-IbArVXbdpW9aTTc-imqM4_8gDA1CjS-OxNyOHCLCZ3n5EvMOKrjs/s1600/il_fullxfull.290005304.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrkonGOw5w3yfeKIwG0qSbR7S6u4QDloa45lE38SqBK15xg_xzP_0VGrgpdIbwaxtHbQe_JszltErWp98NAdR-GW-IbArVXbdpW9aTTc-imqM4_8gDA1CjS-OxNyOHCLCZ3n5EvMOKrjs/s320/il_fullxfull.290005304.jpg" width="256" /></a></div>
<span class="Apple-style-span" style="color: #626566; font-size: 13px; line-height: 20px;"><br /></span></div>
sinemhttp://www.blogger.com/profile/18072593658185129598noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4371684774586317757.post-46006212479043780072012-02-20T19:46:00.000+00:002012-02-20T19:46:36.502+00:00bazen hayat durur Bi geçen kış böyle Ankara'da üşümüştüm , bir de bu İtalyan memleketinde bu kış üşümekteyim. Haftalardır avrupayı esir alan soğuk, buralara da uğradı ve okulları tatil etti. zaten ekonomik durumlardan ötürü kuruşu kuruşuna planlamadan gezi düzenleyemeyen bendeniz 'asistan-öğretmen' için epey zor zamanlar idi. Livorno iyi hoş da, tekrar gelme hayalleri kurmamı sağlaması için burada beni bekleyen birilerinin olması gerekecek sanırım :) artık güneş yüzünü gösterdi derken fırtınalı bir yağmur dalgası şimdi de. uzak olma süresi maksimuma dayanmış ,' hesapsızca sosyalleşme barı' kırmızı olan bünyeyi isyanlara sürüklüyor.. bahar gelsin ,güneye inelim ve biz de şu İtalyan rüyası neymiş görelim . dilemekteyiz mütemadiyen.<br />
<br />
bunca zamandır burda olmama rağmen istediklerimin pek azını gerçekleştirebildim. genelde zamanımı evde geçirmek durumunda kalışım hiç hoş değil, yabani Livono halki sağolsun! ben bu kadar meraksız bir insan sürüsü görmedim. italyan sıcaklığı, akdeniz insanının güler yüzlülüğü, hesapsız dostluklar..hepsini yalanlarcasına 'çok yanlış geldiniz' diyebildi bana Livorno şu 5 ayda.<br />
<br />
Şu ana kadar ne italyancamı istediğim ölçüde geliştirebilmek için kasılmadan konuşacak bi çift samimi insanla karşılaştım, ne döndüğümde arayabileceğim güzel dostluklar edinebildim, ne de burada olmaktan tam anlamıyla memnun olabildim....buranın insanı yabancıya doymuş , kendi içlerine büzülüp dışaryla ilgisi kalmamış.Oysaki bu kent kurulurken özgürlüğün baş kenti olma iddiasındaydı. Farklılıklar kardeşçe yaşasın , ne olursan ol yine gel demişti bu topraklarda bu şehri kuranlar dünyanın dört bir yanındaki insanlara. ancak bu sadece tarih ve bugune yansıması ne yazık ki bir adımdan sonrasını atmayacak kadar at gözlüklü insanlar olabilmiş( en azından benim karşılaştıklarım). atalarının kemiklerini sızlatırcasına dar kafalı ve en güzel ifade ile 'indifferent' bir topluluğun, komunizmin temelleri üstünde ezerek yükselmiş kapitalizmin doğurduğu yüzeysel ilişkilerin şehri! seni hiç sevmedim Livorno, yeni bir şeyler için heveslenme özgürlüğümü, yeni bir kenti ve değişik insanları keşfetme mutluluğunu benim elimden almaktasın!<br />
<br />
her gün işten sonra ,güzel bir iki kare yakalarım diye makinemi yanımda taşıyorum. Bazen bıkkın hissettiğim zamanlarda kendime bir görev belirleyip foto çekmeye çıkma bahanesiyle dışarı çıkıyorum. ancak sanırm bu şehir,benim gibi avaraj göze sahip birine ilham verememekte :) ben de sevdiğim farklı yerlerden çektiğim birkaç fotoğrafı ekliyorum.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGzsPO3aPNdYr3jHJqG2FsrhOLX7MQvc9YE_N8KljJGziOUEWxuDlCMbfhiIWLysSRDSBXscAatg-DjgkZQdtZygOyuGVt4zng5-NTlaOk4OPwHCXYu67_Gnwsa3iz6RvmqnAM65mgXlU/s1600/IMG_1733.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGzsPO3aPNdYr3jHJqG2FsrhOLX7MQvc9YE_N8KljJGziOUEWxuDlCMbfhiIWLysSRDSBXscAatg-DjgkZQdtZygOyuGVt4zng5-NTlaOk4OPwHCXYu67_Gnwsa3iz6RvmqnAM65mgXlU/s640/IMG_1733.JPG" width="480" /></a></div>
Palmiyeler ve kar, yanyana gelmeye pek alışık değiller.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6XAYAPKAZbBImWyzYFuOXdJKe-oOEOF0FP6Nm-n152rGdOrPctRhEQreWf1NFnHhklP5ofwcY7tEmOaFdhIgsV_eRXAc5pVYhJLqilbqYqOTYKX844iXrFcbFcT9jJxJei-7aaLEFYbw/s1600/IMG_2073.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6XAYAPKAZbBImWyzYFuOXdJKe-oOEOF0FP6Nm-n152rGdOrPctRhEQreWf1NFnHhklP5ofwcY7tEmOaFdhIgsV_eRXAc5pVYhJLqilbqYqOTYKX844iXrFcbFcT9jJxJei-7aaLEFYbw/s640/IMG_2073.JPG" width="640" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Karın ardından yağmur, ucu görünmeyen kış ...</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<br />
<br />
<br />
Tabi arada Livorno dışına çıkabildiğimde keyfim yerine geliyor. Mesela , İtalyada karnavalı ile ünlü sahil kenti Viareggio 'yu karnaval zamanında ziyaret ettim. Viareggio karnavalı 1873 yılında, şehrin önde gelen zenginlerinin , ağır vergileri protesto etmek için kostümler içinde sokakta yürümeleri ile başlamış ve o günden bu yana, genelde siyasi mesajlar taşıyan her biri birer sanat eseri karnaval arabaları ile karnaval Viareggio'da kutlanır olmuş.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDTzl1wnyppKcSl5Zi3s2TiHpv-xlzaQm6aAc_Qyf_J2Ieu1uLfLWlBbkYuqxXUlbcCJ6lGrtMRGZQeSqpDnPGJqvmvb74Gxr26RFFa5aNtgicgQlrYEnTTiuW1-Gsb4KruCLguK3O7Ds/s1600/IMG_1811.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDTzl1wnyppKcSl5Zi3s2TiHpv-xlzaQm6aAc_Qyf_J2Ieu1uLfLWlBbkYuqxXUlbcCJ6lGrtMRGZQeSqpDnPGJqvmvb74Gxr26RFFa5aNtgicgQlrYEnTTiuW1-Gsb4KruCLguK3O7Ds/s640/IMG_1811.JPG" width="480" /></a></div>
çocukluğumun kabusu Gulyabani, Viareggio'da da karşıma çıktı :)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8qzPeEIHoKonYA2i2XGUs60VEssEoFidsQwuXoYTkf2zxmUBsw-ikP1GwrVhVA_JbNedku_Gg1W379MlrIHA90OdTa0S254bgu6xNAlD9Y63zbr4BptvsWADbZuIJVKY-l_A1ltGWlmY/s1600/IMG_1827.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8qzPeEIHoKonYA2i2XGUs60VEssEoFidsQwuXoYTkf2zxmUBsw-ikP1GwrVhVA_JbNedku_Gg1W379MlrIHA90OdTa0S254bgu6xNAlD9Y63zbr4BptvsWADbZuIJVKY-l_A1ltGWlmY/s640/IMG_1827.JPG" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitgoy-uWC4WsnEm0jDFEaTfBOUx9tzY8L19vfh5oiNhUDGE0hzTivV1uTIQtCs4X6_VrH6Bx9w2eG2L9a9c1QFIXJkctIfFY1NE4SuTqD26NWXExloCz6pUjyLNws4eqJroaGrC4oOeCs/s1600/IMG_1843.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitgoy-uWC4WsnEm0jDFEaTfBOUx9tzY8L19vfh5oiNhUDGE0hzTivV1uTIQtCs4X6_VrH6Bx9w2eG2L9a9c1QFIXJkctIfFY1NE4SuTqD26NWXExloCz6pUjyLNws4eqJroaGrC4oOeCs/s640/IMG_1843.JPG" width="640" /></a></div>
The Beatles fever<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjr3GlJc7FYHGVKTEssTBcqKfTW_-OlD76rHevTYOvKTyAvALwabrOhqcMRconeLcQr8f1mrZHzonIm_SZsszO2TMmp8KtCz5P-iqD_bEJ9dIOeDQSOPS-GCq3kfxcrlOI2d7GyFbCkVcc/s1600/IMG_1890.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjr3GlJc7FYHGVKTEssTBcqKfTW_-OlD76rHevTYOvKTyAvALwabrOhqcMRconeLcQr8f1mrZHzonIm_SZsszO2TMmp8KtCz5P-iqD_bEJ9dIOeDQSOPS-GCq3kfxcrlOI2d7GyFbCkVcc/s640/IMG_1890.JPG" width="640" /></a></div>
Berlusconi 'nin oyunu .<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjujLJORg4zENPCcV0zBPfBkBLy87Pg6ErhFX5DHBsilTZSqQ7HWlUCiuYkc2f6WRUf-62leiLvcW0e027_tyalranGHGYJ4wmwN17NZ63FKHBzPd9rcH4NShN62zCjeHZFtdSiTtEeuW0/s1600/IMG_1850.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjujLJORg4zENPCcV0zBPfBkBLy87Pg6ErhFX5DHBsilTZSqQ7HWlUCiuYkc2f6WRUf-62leiLvcW0e027_tyalranGHGYJ4wmwN17NZ63FKHBzPd9rcH4NShN62zCjeHZFtdSiTtEeuW0/s640/IMG_1850.JPG" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjz-6A7QoUNmX0dU1kmwH95i3NRRK3KcVHWEd859WWevnP2VwkslzhUWmlmnb1CONVcpwe80q0eaNrPtk98t63d1n2WvOcdqgCYwYMWNjprymNgm33DCUMcrmvntPIU8bBEPIp_PENF9CU/s1600/IMG_1894.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjz-6A7QoUNmX0dU1kmwH95i3NRRK3KcVHWEd859WWevnP2VwkslzhUWmlmnb1CONVcpwe80q0eaNrPtk98t63d1n2WvOcdqgCYwYMWNjprymNgm33DCUMcrmvntPIU8bBEPIp_PENF9CU/s640/IMG_1894.JPG" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkJWSBGRdFzbdJgg8Mli0bOMin2sAJBmIfksssB8JJnSTlVV3DCKEMSrYikOmhAVYAWQTQPJyq44B93kSy9oFVdQjpvpv7AqkMDH2Z30Wa8wUv4Rqv3DbLXuGso1-9yrVByKql-LmWilQ/s1600/IMG_1856.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkJWSBGRdFzbdJgg8Mli0bOMin2sAJBmIfksssB8JJnSTlVV3DCKEMSrYikOmhAVYAWQTQPJyq44B93kSy9oFVdQjpvpv7AqkMDH2Z30Wa8wUv4Rqv3DbLXuGso1-9yrVByKql-LmWilQ/s640/IMG_1856.JPG" width="640" /></a></div>
İtalyanların ünlü singer -songwriter ı Fabrizio De Andre 'nin şarkılarını temsil eden bir karnaval arabası.<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiea5D-U6CcZG6gWae-T-43gndHJMPqb9Hc2qnkQgrhfYmIyWUQ2teJRqDSuxIcYACFV9CVQTwEkJPGioCgUJWkoUsqr4-ej9kXIoLWsk7s6fUrJINfhtR9MXxryommFZmb6GstxiZu3As/s1600/IMG_1917.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiea5D-U6CcZG6gWae-T-43gndHJMPqb9Hc2qnkQgrhfYmIyWUQ2teJRqDSuxIcYACFV9CVQTwEkJPGioCgUJWkoUsqr4-ej9kXIoLWsk7s6fUrJINfhtR9MXxryommFZmb6GstxiZu3As/s640/IMG_1917.JPG" width="480" /></a></div>
Evet yanlış görmediniz, carla 'nın kucağındaki berlusconi!<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2j5oVmv4oek5fwBpK7-Flmg8rSQ6lKl_QkYAZ3e5XFdGRnVxwXPzomAd7jaJrnTrKl4ZD-aMQPBKO6dI037_zK1B4kyXaZmWakOp093MerPhBmpiVchaiOS2b9nHrkeptZxGvan9bagg/s1600/IMG_1864.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2j5oVmv4oek5fwBpK7-Flmg8rSQ6lKl_QkYAZ3e5XFdGRnVxwXPzomAd7jaJrnTrKl4ZD-aMQPBKO6dI037_zK1B4kyXaZmWakOp093MerPhBmpiVchaiOS2b9nHrkeptZxGvan9bagg/s640/IMG_1864.JPG" width="640" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
ünlü ressamların tablolarının temsili olan bu festival arabası favorim .</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTalZz0jknh324tKpW7S67WPrY2keY_-gzNY4sfSSKKkBPFYYmiAhWnr8ZtHsqeNFvGD6l_193jkjg8HoHvMtjBmQVQk0iVrwIT7dfjsxglaZftIG-A2eBDSe0EM_0g2l5p6GHIHCLTxs/s1600/IMG_1953.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTalZz0jknh324tKpW7S67WPrY2keY_-gzNY4sfSSKKkBPFYYmiAhWnr8ZtHsqeNFvGD6l_193jkjg8HoHvMtjBmQVQk0iVrwIT7dfjsxglaZftIG-A2eBDSe0EM_0g2l5p6GHIHCLTxs/s640/IMG_1953.JPG" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6wszXDjNsqglhqPkzA9pDOoqZI-r_g9HF8bU5qyJ3A7G9Yq4Fwla0YMuJL4rC1-xdW-Zt7cXKG6orIDw8Ei8chv6OAspNdwPiORZtvweMS2LC8nyk2R8XIOwt7z7qD93dVkXX-O6diVg/s1600/IMG_1903.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6wszXDjNsqglhqPkzA9pDOoqZI-r_g9HF8bU5qyJ3A7G9Yq4Fwla0YMuJL4rC1-xdW-Zt7cXKG6orIDw8Ei8chv6OAspNdwPiORZtvweMS2LC8nyk2R8XIOwt7z7qD93dVkXX-O6diVg/s640/IMG_1903.JPG" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhOJZ7uPa5Ee9EEFheyHzUTkn72yH4BURTPi-K9HgZj_sB-eBKCvodAo6JH-SO3Gn9nhWQOA3PhUfmUGqfvJ_k2R4WlXqMwzLtfjh5eLdNiil91kjnvKXKVZT7Bx7frvOd4PMgVZbjZrkI/s1600/IMG_1936.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhOJZ7uPa5Ee9EEFheyHzUTkn72yH4BURTPi-K9HgZj_sB-eBKCvodAo6JH-SO3Gn9nhWQOA3PhUfmUGqfvJ_k2R4WlXqMwzLtfjh5eLdNiil91kjnvKXKVZT7Bx7frvOd4PMgVZbjZrkI/s640/IMG_1936.JPG" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEju0jh6EIdGjXEwBYY6NrymNxrfdr13yY-SMw1Z41pkl3vPCxZ8cBzV7L21x6Ow51ouQs3xKH8a8fG_hyphenhyphenh2i65qMVHFOtfyEMEBqeSj4whteUfSeY7MUUGanw9FnJSIYyDfx2xwGhLdxjc/s1600/IMG_1836.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEju0jh6EIdGjXEwBYY6NrymNxrfdr13yY-SMw1Z41pkl3vPCxZ8cBzV7L21x6Ow51ouQs3xKH8a8fG_hyphenhyphenh2i65qMVHFOtfyEMEBqeSj4whteUfSeY7MUUGanw9FnJSIYyDfx2xwGhLdxjc/s640/IMG_1836.JPG" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjPBoUrOMymfJdFIorlD3NV-q7d4l23qtE-k2iMO2u29s6dA2n-Qcs8D6h_xQ9mAX4TG9wtf7kYfSpVqehirShb7Io5V3xdoCq18ATmglGYo1S6XD0sSFt5dA1h6LSUvCeSmlEOiHH0z0/s1600/IMG_1924.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjPBoUrOMymfJdFIorlD3NV-q7d4l23qtE-k2iMO2u29s6dA2n-Qcs8D6h_xQ9mAX4TG9wtf7kYfSpVqehirShb7Io5V3xdoCq18ATmglGYo1S6XD0sSFt5dA1h6LSUvCeSmlEOiHH0z0/s640/IMG_1924.JPG" width="640" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Bu maket facebooku temsil ediyor ,yanındaki de arap kılığında bir festival katılımcısı.</div>
<br />
<br />
<br />sinemhttp://www.blogger.com/profile/18072593658185129598noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4371684774586317757.post-81644640658820078692012-01-09T17:44:00.001+00:002012-01-09T17:44:44.855+00:00Mucizelerden geçen yolculukSon zamanlarda sağımda solumda o kadar fazla uyarıcı, keşfedilmeyi bekleyen o kadar değişik şey ve yapılmayı bekleyen bir yığınla iş var. Maymun iştahım hangisi ile doyacağını iyice şaşırmış durumda iken bir ondan bir bundan tattırmaya devam ediyorum ben de ona!<br />
<br />
En son izlediğim 2 filmin hoş ortak özelliklerinden yola çıkarak biraz bahsetmek istiyorum.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhv2tQdQLqx_7v0_6cx7x6e9zGpzozLNuo2tbKMH9bmmTwiVF5n407mBbV6TbQWkPnUhnncQSo43jOwLT_kX1GFN6IXM6I5KGsTj4AzT36Plh4pd27ieLVTaWyDH_x2a8s0F_4EeRLIWzU/s1600/miracolo-a-le-havre-2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhv2tQdQLqx_7v0_6cx7x6e9zGpzozLNuo2tbKMH9bmmTwiVF5n407mBbV6TbQWkPnUhnncQSo43jOwLT_kX1GFN6IXM6I5KGsTj4AzT36Plh4pd27ieLVTaWyDH_x2a8s0F_4EeRLIWzU/s320/miracolo-a-le-havre-2.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<b> Miracolo a Le Havre</b> : Aki Kaurismaki, söylemesi çok eğlenceli bir isme sahip olmasının yani sıra, öyle kenara atılmayacak cinsten bir yönetmen imiş aynı zamanda .Filmimiz Normandiya'da 60 'lı yıllarda geçen, tiyatral havası, yer yer eski Türk filmlerini aratmayacak hikayesi ve ince melankolisi ile avrupa sinemasında farklı bir tecrübe. Kahramanımız orta yaşlarını geçmiş , fakir ama umutlu ; ağzında sigarası kalbinde büyük aşkı ile hayat kavgası sürdürmekte. Gemilerinin batması ile ortada kalan , şirin göçmen çocuğa merhamet eden büyük yüreğin ,arada komik diyaloglarla bezeli olduğundan neredeyse trajikomik diye adlandırabileceğimiz bu melankoliden ;bizi 2 küçük mucize ile kurtarması ile benim gözümde filmi izlenmeyi hak ettiriyor. Filmin genel atmosferinin ülkemiz gerçekleri içinde hala hissedilebilecek türden olması da cabası!<br />
<br />
<b>Midnight in Paris ;</b>Woody Allen filmlerinden ne beklenir çok bilmeden , senelerce dört gözle bekleyip sonunda gerçekleştridiğim Fransa gezisi öncesi içimi umutla doldurdu.Kalburüstü bir feel good movie diyenler olmuştur belki ama altını çizeceğim bu film çok lezzetli! Bazen gayet basit ve eğreti sıfatlar kullanabilme özgürlüğümü burada doldurmak istiyorum böylece. Hangimiz hayranı olduğumuz yazarı okurken onun döneminde yaşamak istemedik, hangimiz eserlerine bakıp kıskandığımız ressamların etten kemikten hallerini görmeyi dilemedik, hangimiz 'hoş' kafa ile yaratıcılığımızın sınırlarını zorlamaya teşebbüs etmekten kendimizi çok kez alıkoymaya çalışmadık ki :) En azından ben bunların hepsini çok kez düşünmüş biri olarak Midnight in Paris'in her karesini çok sevdim! Filmdeki kahramanımızın içine girdiği mucizevi ortam bize gerçekliğini sorgulatmayacak bir şenlik .Belki de Paris'in büyüsü (özellikle Pariste çok müze gezmiş insan kafasından süzülerek )ancak böyle anlatılabilirdi. Woody Allen besbelli ki hem kendi hayallerini ete kemiğe büründürmüş hem de herkese oradan buradan hoşlanacağı bir kare bırakmayı başarmış.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7oTxJRLeVF5ADjWblJZYrltCNcmlrCz3NvppEUcz63OFnde8183PYAnYpS2pNxuZ3IOstzxwH5V3-DYjYQ2dGUtNy5uSTrOsOcFeIzQoIWrgooiHYLxpL0ABK01hJvlDRdrEhaeKHl_Q/s1600/carla_bruni_ed_owen_wilson.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7oTxJRLeVF5ADjWblJZYrltCNcmlrCz3NvppEUcz63OFnde8183PYAnYpS2pNxuZ3IOstzxwH5V3-DYjYQ2dGUtNy5uSTrOsOcFeIzQoIWrgooiHYLxpL0ABK01hJvlDRdrEhaeKHl_Q/s320/carla_bruni_ed_owen_wilson.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Bu güzel seyirliklerden sonra yaptığım Fransa gezime gelince. Özellikle Paris bir de benim onayımı almak zorunda değil tabi ki :) Ama ben orada geçirdiğim her günden çok keyif aldım. sabahın körlerinde hiç zorlanmadan hevesle kalkıp ,keşfetmenin bitmeyeceği ayrıntıların peşine düşmek ve bulduklarımla hayal kırıklığına uğramamak; bol bol hayal kurmak ve fotoğraf çekmek... Gördüğüm nice güzellikten unutmak istemediklerimi yazdığımda benim de küçük Paris hayalim pekişmiş olacak...</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<br />sinemhttp://www.blogger.com/profile/18072593658185129598noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4371684774586317757.post-64362654125913852962011-10-09T19:59:00.001+01:002011-10-09T20:08:48.213+01:00A Legal Alien: Nerede bu kitaplar? Livorno'ya gelirken yanıma, bagaj sınırını epeeyce açtığım için yolda okuyacağım İlahi Komedya ve birkaç ders kitabım dışında kitap alamamıştım. Geldikten birkaç gün sonra kitabım bitti ve ben de daha önce listesini yaptığım, İtalya ile ilgili çeşitli konularda okumak için sabırsızlandığım kitapları aramak için yola koyuldum. Önce sokakta gördüğüm birkaç kitapçıya uğradım ama ellerinde çok az İngilizce kitap vardı. Çoğu gerçekten çok pahalı idi ve aradığım konularda kitaplar yoktu. Böylece, Livorno'da kütüphane arama maceram başladı :)<br />
<br />
Öncelikle haritada gördüğüm büyük kütüphane ' Biblioteca Labronica' ile başladım. Buraya ulaşmak için evimin bulunduğu yerden , 1 saat 15 dk yürümem gerekti.<br />
<br />
<span id="goog_185290298"></span><span id="goog_185290299"></span><br />
Kocaman, yemyeşil çimenlerle dolu bir parkın bahçesindeki kütüphaneyi cep telefonum ile düzgün fotoğraflayamadım ancak bir de sonbahardaki görüntüsü için buraya tekrar uğrayacağım:)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiw-32I2cz-2H8TaxvQVRIY1qxKwcT5ncBgDJhdteNFMbGgTtJ25wXWAoS7QKCsd3kGvfrkeWubLFeOzeo8iTwvH-qyNcka0FIy8IYjEEBmYxVPbvtd7TAvPJQRK0B0NFaWslAM2fv-aY/s1600/2011-10-06+14.18.37.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiw-32I2cz-2H8TaxvQVRIY1qxKwcT5ncBgDJhdteNFMbGgTtJ25wXWAoS7QKCsd3kGvfrkeWubLFeOzeo8iTwvH-qyNcka0FIy8IYjEEBmYxVPbvtd7TAvPJQRK0B0NFaWslAM2fv-aY/s320/2011-10-06+14.18.37.jpg" width="473" /></a></div>
<br />
Yukardaki fotoğrafta yoga yapan iki rastalı gencin olması gerekiyordu :) arkalarındaki de kütüphane binası.<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3r6vunpP2dn65iMtUy5fDNFxtjYURsUZppC2r2DnivKAaEesY14C8KD2thRTxYFV0b-xrtXJKF6q7GlkFk9DKgSE21QmGckC6Fr627lEWp1D3emFH_BVYF2xeIA5HnxfJKNa2IZLWO1Y/s1600/2011-10-06+14.11.57.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="473" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3r6vunpP2dn65iMtUy5fDNFxtjYURsUZppC2r2DnivKAaEesY14C8KD2thRTxYFV0b-xrtXJKF6q7GlkFk9DKgSE21QmGckC6Fr627lEWp1D3emFH_BVYF2xeIA5HnxfJKNa2IZLWO1Y/s640/2011-10-06+14.11.57.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiEdb9SZmh4usBUffDkQkTDgwN6tM8TLciZ9RWqT80gXCvZpAi32DxnOGY7ynDWqSayuLQtoIbmTU_uNmkHq-3O72IvHGWoi3bs7UnatvWkGiUx1rQj-tjNggfRKiCNu8qUBRqcTUNMidA/s1600/2011-10-06+14.10.14.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="473" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiEdb9SZmh4usBUffDkQkTDgwN6tM8TLciZ9RWqT80gXCvZpAi32DxnOGY7ynDWqSayuLQtoIbmTU_uNmkHq-3O72IvHGWoi3bs7UnatvWkGiUx1rQj-tjNggfRKiCNu8qUBRqcTUNMidA/s640/2011-10-06+14.10.14.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
Kütüphanenin önünde kocaman bir açıkhava sineması var, ancak programlarına göz atma şansım olamadı ne yazık ki...<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: -webkit-auto;">
<br /></div>
<br />
Labronica'da aradığımı bulamadım ve turist danışma noktasına gittim. Tarif ettikleri yere gittiğimde buranın aslında bir kitapçı olduğunu ve soruyu sorarken (aslında doğru ama) yanlış kelimeyi kullandığımı anladım! Çünkü İtalyanlar kitapçılara libraria , kütüphaneye de biblioteca diyorlar ve ben İngilizce de olsa 'library' diye sorduğum için yanlış yönlendirilmiştim:)<br />
<br />
Bu kitapçıda da aradığımı bulamadıktan sonra iş başa düştü ; internetten araştırma yaptım ve okulumun hemen karşı sokağında bir kütüphane olduğunu fark ettim. Ne yazık ki konaktan bozma bu sevimli kütüphaneden de hüsranla çıktım çünkü burası süreli yayınların bulunduğu bir kütühane imiş, tabi ki hepsi sadece İtalyanca... Görevliler beni çaprazındaki sokağa yönlendirdiler. Çok minik ve dar olan bu sokakta kütüphaneyi sormak için gördüğüm tek açık kapıdan girdim. İçerde bir resim sergisi varmış! Oralarda da bir kütüphane olmadığını görevliden öğrendikten sonra, henuz açılmamış olan sergiyi gezmek istedim.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgx4KK-4f-ZcgMQTdiz1-MA38FjBwKYSIcNLMtHu-KdMeMdG3Fj48EkMHtc9u4sFxAid-cRooAi-aeRcplRPOPE2BxVZlYnZ42Im5FFTIj938clLmbFe9fefLiRo25I-XsIM6VHJDbPJ8g/s1600/IMG_0928.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="473" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgx4KK-4f-ZcgMQTdiz1-MA38FjBwKYSIcNLMtHu-KdMeMdG3Fj48EkMHtc9u4sFxAid-cRooAi-aeRcplRPOPE2BxVZlYnZ42Im5FFTIj938clLmbFe9fefLiRo25I-XsIM6VHJDbPJ8g/s640/IMG_0928.JPG" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXLJDB0w5ytkzUysv6Gk6pTG4-DslsURT1_1MgEI_MNTvUHqw3T7AHuJFAGpj8Bm9U1oZkMUUSolAFEIga6rvKawb91IwcvxVz6ZcFf5bVWaBDdge4QCAyk8QCnb4Z7e_2LCdlFDb3Q80/s1600/IMG_1038.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="295" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXLJDB0w5ytkzUysv6Gk6pTG4-DslsURT1_1MgEI_MNTvUHqw3T7AHuJFAGpj8Bm9U1oZkMUUSolAFEIga6rvKawb91IwcvxVz6ZcFf5bVWaBDdge4QCAyk8QCnb4Z7e_2LCdlFDb3Q80/s400/IMG_1038.JPG" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Franco Bonsignori'nin bana hediye ettiği kitabından bir fotoğrafı:)</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
Serginin sahi<span id="goog_185290322"></span><span id="goog_185290323"></span><a href="http://www.blogger.com/"></a>bi, Livorno'da doğmuş ressam <a href="http://www.francobonsignori.com/il-mio-pinocchio/"> Franco Bonsignori </a> yanıma geldi. Türk olduğumu söyledikten sonra çok sevindi, ve bana 30 resminin de tek tek hikayelerini anlatıp gezimde eşlik etti. Tabiki her cümlesi İtalyanca :) Sergi , Pİnokyo'nun 3. milenyuma uyarlanmış halinin illustrasyonlarından oluşuyordu. Sanatçı Pinokyo'yu ve etrafındaki dünyayı makine parçalarını birleştirerek yeniden çizmiş, günümüze de hitap edebilen hoş bir uyarlama olmuş. Sanırım hikayeyi de yeniden yazmış ancak kötü italyancam yüzünden hikayelerdeki belirgin farklılıklar dışında tam olayı kavrayamadım ne yazık ki. İtalyancayı pek de iyi bilmedğimi söylediğim halde bu mutevazı ve yetenekli illustratorun usanmadan bana tüm resimleri anlatması; tamamen yabancı bu kente alışmaya çalışan benim tam da aradığım sıcaklıktı :) Çocuk kitabı illustrasyonlarından çok hoşlandığımı ancak büyük bir yeteneğim olmadığını söylediğim zaman, resim çalışarak öğrenilen bir sanat diyerek beni telkin etmesi de cabası :)<br />
<br />
Eve gelip şu siteye ( <a href="http://www.livornonow.com/">http://www.livornonow.com/</a> ) bir göz attıktan sonra , sitenin editoru Sarah'ya bir mail attım ve nerede İngilizce kitap bulabileceğimi sordum. Ve yine hoş bir sürprizle karşılaştım çünkü Sarah etrafta çok İngilizce kitap olmadığını ama kendi kütüphanesini bana açabileceğini söyledi :) Hissettiğim mutluluk çikolataya eşlik eden güzel bir kahve tadı gibi :) Şimdilik kitap sorunum çözülmüş görünüyor ...sinemhttp://www.blogger.com/profile/18072593658185129598noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4371684774586317757.post-91393234442632051432011-10-07T20:19:00.000+01:002011-10-09T15:14:39.808+01:00Ciao Da Lİvorno<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgk6FAdUUZTjUvftRXvDTu94PDRm3eDcvlASiPtOE5CFkqq29i1gn005dQfhEvmGtvGtv3CjmKO9TsDsaETUp4oc8U_PGMRKGSQu35h6fXSyHJn0UWVkbpyL2_P4gmaeGJzwM0F4iKtxnU/s1600/IMG_0897.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgk6FAdUUZTjUvftRXvDTu94PDRm3eDcvlASiPtOE5CFkqq29i1gn005dQfhEvmGtvGtv3CjmKO9TsDsaETUp4oc8U_PGMRKGSQu35h6fXSyHJn0UWVkbpyL2_P4gmaeGJzwM0F4iKtxnU/s640/IMG_0897.JPG" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcRLj8xaaiSrDHwdeDc964JQ6hD0ETGIca5TikuWP6Lfs5qNz5IHNAbnBXnjdlHBaweBzy0xU9NGOIHtDHLRfzf8txjSSuNU0iYB5_63lRDH-w9yfbaIsNZuvYRo_mgBD3N7dSrTv91ic/s1600/IMG_0882.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcRLj8xaaiSrDHwdeDc964JQ6hD0ETGIca5TikuWP6Lfs5qNz5IHNAbnBXnjdlHBaweBzy0xU9NGOIHtDHLRfzf8txjSSuNU0iYB5_63lRDH-w9yfbaIsNZuvYRo_mgBD3N7dSrTv91ic/s640/IMG_0882.JPG" width="640" /></a></div>
Via Della Venezia<br />
<br />
Livorno'ya geleli 9 gün oldu. Sanırım şehri tek başına keşfetmek için gerekli cesaret ve rahatlığa yavaş yavaş ulaşıyorum. Bunda, şehrin en ünlü caddesinde, eski bir tiyatro binasında çalışma şansını edinmemin de katkısı var sanırım. Her gün 'Venezia ' caddesindeki mermer köprüden geçiyorum. Burayı bir turist gibi gezmek istemiyordum ancak her gün gördüğünüz yerlerin tarihi değerlerini bildiğinizde bakış açınız kesinlikle değişiyor. Ben de Livorno ile ilgili, burada yaşayan bir İngilizin, daha çok turistik fakat epey yararlı blogunu bulduktan sonra çevrem hakkında bir şeyler öğrenmenin keyfine varıyorum.<br />
<br />
Burası Venedik caddesi diye adlandırılıyor. Medici'ler zamanında (ve hala) liman kenti olan şehirde, tüccarların şehrin iç kısımlarına ulaşabilmesi için bu minik kanallar yaptırılmış. Kanallar merkezdeki kalenin etrafını dolaşıyor. Gondolla olmasa da minik bir feribotla kanal gezisi yapmak mümkün. Ben henüz karadan bakmakla yetiniyorum.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqLa233RLXgVNl14JWmUX4LvZgjCsPhyVHKKVJRMzo50yBvhmR3MYwNaF2bBaXzQ5FJTc4h5oA8wKBfXjyscIJP4l2nElofc8QIR42kqvRUVwZ02ZNA2Q2s333UJSBXVr13hCXtDb234I/s1600/IMG_0934.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="480" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqLa233RLXgVNl14JWmUX4LvZgjCsPhyVHKKVJRMzo50yBvhmR3MYwNaF2bBaXzQ5FJTc4h5oA8wKBfXjyscIJP4l2nElofc8QIR42kqvRUVwZ02ZNA2Q2s333UJSBXVr13hCXtDb234I/s640/IMG_0934.JPG" width="640" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizAaWz4nSvF5oPHDR0OFDZ3B3Q5aeYsXj_Vgb9xP0tlG0AtwCcwPqOtNTvZU4gar3WvnqrdktKmwff3-9XHW7DQWcDBOPeZE6UlCYr_Cb6rvX-QgT-N9g4MKLJfCTvl2IxBvC2kUjFDTM/s1600/2011-10-06+13.16.15.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizAaWz4nSvF5oPHDR0OFDZ3B3Q5aeYsXj_Vgb9xP0tlG0AtwCcwPqOtNTvZU4gar3WvnqrdktKmwff3-9XHW7DQWcDBOPeZE6UlCYr_Cb6rvX-QgT-N9g4MKLJfCTvl2IxBvC2kUjFDTM/s640/2011-10-06+13.16.15.jpg" width="480" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCg_wL8DIo8E-aQtWJgkOj_xgiR85JJqwhd0getROc1_dYHX-Az_7xOyjDpSnGvi5z1593fslYoKn47fsIenMVLGN1GUfHj0PAjA04uMr6THWtSWxPNAAY2pzdz46YJfV9ZNOM8Mn23g8/s1600/IMG_0884.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCg_wL8DIo8E-aQtWJgkOj_xgiR85JJqwhd0getROc1_dYHX-Az_7xOyjDpSnGvi5z1593fslYoKn47fsIenMVLGN1GUfHj0PAjA04uMr6THWtSWxPNAAY2pzdz46YJfV9ZNOM8Mn23g8/s320/IMG_0884.JPG" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
ÇAlıştığım anaokulu ' Centro Infanzia Alveare' çok eski bir tiyatro binası imiş . Şu durumda çok ilgi çekici görünmediğini söyleyebiliriz :)
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnP5GgdRyJIkBkyDEZIKtChXEdoBGjJRrOZjf0g6xQZypBDea5tqZsBIC2KlCEzh3tQoXChojjY-FbaS4X3D2hud8hUsdyCTt9guA-xEJAsZ1Ygf5MnmTfLUSF2qLwNzEonZEoCN1OWpM/s1600/IMG_0875.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnP5GgdRyJIkBkyDEZIKtChXEdoBGjJRrOZjf0g6xQZypBDea5tqZsBIC2KlCEzh3tQoXChojjY-FbaS4X3D2hud8hUsdyCTt9guA-xEJAsZ1Ygf5MnmTfLUSF2qLwNzEonZEoCN1OWpM/s320/IMG_0875.JPG" width="320" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnP5GgdRyJIkBkyDEZIKtChXEdoBGjJRrOZjf0g6xQZypBDea5tqZsBIC2KlCEzh3tQoXChojjY-FbaS4X3D2hud8hUsdyCTt9guA-xEJAsZ1Ygf5MnmTfLUSF2qLwNzEonZEoCN1OWpM/s1600/IMG_0875.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnP5GgdRyJIkBkyDEZIKtChXEdoBGjJRrOZjf0g6xQZypBDea5tqZsBIC2KlCEzh3tQoXChojjY-FbaS4X3D2hud8hUsdyCTt9guA-xEJAsZ1Ygf5MnmTfLUSF2qLwNzEonZEoCN1OWpM/s1600/IMG_0875.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Okuldaki minikler bana birer hediye vermek istemişler! Her gün resim saatleri olan 5 yaş grubu öğrencilerimin eserleri aşağıdakiler.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFU_JaqyrDtCaBfixNDYb6ASC7dcEsnvFG4ct8aOzVHh_TW3PsnXSqH-bOkYYj07fBYV0rD31Qe0Bo0Pbrw_M021fq6OKuGuxtC9-r-BQuP2RhzqphWEIFbhxFk0nx3zTyaDj2U5RNJKU/s1600/IMG_0943.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="237" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFU_JaqyrDtCaBfixNDYb6ASC7dcEsnvFG4ct8aOzVHh_TW3PsnXSqH-bOkYYj07fBYV0rD31Qe0Bo0Pbrw_M021fq6OKuGuxtC9-r-BQuP2RhzqphWEIFbhxFk0nx3zTyaDj2U5RNJKU/s320/IMG_0943.JPG" width="320" /></a></div>
<br />
Soldaki foto bir gemi imiş , üzerinde de geminin ismi :)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhaIl5P8YgG8tOzyO8px5c0ysjt-LnlO5K6hk2_QOqlyJ0wjRUMM1C6aqCSCUT5UWxprphc2wfYESmmA2dDr-BRww9hvlk8nx1gOuD1m4RimjCMmMNsP4ydt5pBgxLPAv3_iFU5OibulZk/s1600/IMG_0939.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="237" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhaIl5P8YgG8tOzyO8px5c0ysjt-LnlO5K6hk2_QOqlyJ0wjRUMM1C6aqCSCUT5UWxprphc2wfYESmmA2dDr-BRww9hvlk8nx1gOuD1m4RimjCMmMNsP4ydt5pBgxLPAv3_iFU5OibulZk/s320/IMG_0939.JPG" width="320" /></a></div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4ecZ1gavpbLH5Jl2dR9CW0jYIUdCPAdetBcCc5MJvtW0LIxBIRIMphcnMJJ6S9JkPHgsqCZRUkMZfM__h3c1YrskNDD3GvjRqkU4-yVItQwskRGZqs3eF4-FezmCCKesy5vHI3TIGs2E/s1600/IMG_0942.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="237" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4ecZ1gavpbLH5Jl2dR9CW0jYIUdCPAdetBcCc5MJvtW0LIxBIRIMphcnMJJ6S9JkPHgsqCZRUkMZfM__h3c1YrskNDD3GvjRqkU4-yVItQwskRGZqs3eF4-FezmCCKesy5vHI3TIGs2E/s320/IMG_0942.JPG" width="320" /></a><br />
<br />
İtalyan isimlerine henüz alışık olmadığım için , sağdaki neşeli resimde 'seni seviyorum ( ti amo) mu yazıyor, yoksa minik öğrencinin henüz öğrenemediğim ismi mi emin değilim .<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
'Bir çocuk gibi resim yapmayı öğrenmem yıllarımı aldı' diyen Picasso'ya selam gönderiyor bu kocaman kucaklamalı kız çocuğu.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsbbLPqBmWreqUN9lQ3kGqJOHUp2bW8qFnBdGAZ7EV56FMH9mgIsKuWmN3a3gJUYbr0hwoGBNEMwTp4-BBkXzpV4PkrmBGhyH13DTHKQ0msPSzS2758QpBCcNb1i21rnDwfggAE20-2mw/s1600/IMG_0938.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="473" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsbbLPqBmWreqUN9lQ3kGqJOHUp2bW8qFnBdGAZ7EV56FMH9mgIsKuWmN3a3gJUYbr0hwoGBNEMwTp4-BBkXzpV4PkrmBGhyH13DTHKQ0msPSzS2758QpBCcNb1i21rnDwfggAE20-2mw/s640/IMG_0938.JPG" width="640" /></a></div>
<br />
Dansçılar :)<br />
<br />
Şİmdilik öğrencilerim epey utangaçlar. Çünkü takip ettiğim öğrenme yaklaşımı gereği onlarla sürekli İngilizce konuşmam gerekiyor ve anlamadıkları için şaşkın suratlarla gülümsemekle yetiniyorlar. Benim de İtalyancam onların İngilizcesinden çok farklı değil . Uzun hikayeler anlattıklarında 'Allora bimbi, non so İtaliano bene ' diyebiliyorum.<br />
5 yaş grubunda bir çocuk benimle biraz fazla ilgileniyor :) Kendi uydurduğu 'İngilizce' ile bana bir sürü şey anlatıyor. Priceless...sinemhttp://www.blogger.com/profile/18072593658185129598noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4371684774586317757.post-14521201478743111812011-03-21T19:59:00.005+00:002011-03-21T20:33:34.024+00:00Nasılsınız ?<div><br /></div><div> 'İyi olma hali' çok uzun zamandır epey göreceli bir durum. Çok çok çok uzun zamandır desem yanlış olmayacak. Belki insanların Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde yukarıya çıkmaya başlayabildikleri dönemlerden itibaren ; iyi olma hali epey göreceli. Ama yine de hatrımızı soranlara dürüstçe duygularımızın/sıhhatimizin ne durumda olduğunu söylemekten çekinmiyoruz (üşenmiyorsak).</div><div><br /></div><div> Bu göreceli iyi olma halinin farkında olarak, artık soranlara 'pek iyi değilim' demekten imtina etmekteyim. Belki de vicdanı olan bir çoğumuz; biraz düşünecek zamanı olabilecek kadar şanslı olanlarımız da benim gibidir son zamanlarda. Çünkü ben o hiyerarşide yukarda olan; yerine getiremediklerim yüzünden iyi halde olmayan biriyim. Ama baktığımız her yerde , yaşamamız için gerekli olan derecelerde 'iyi hal' sahibi olamayan insanlar; hiç bu kadar fazla oldu mu acaba. Belki böyle umutsuz düşünme sebebim; dünya savaşı, verem salgını zamanlarına şahit olmamış; 80'lerin tabu olduğu bi ailede büyümüş olup sonuçta o umarsız kuşağa ait biri olup çıkmam olabilir. Belki bize sadece kendi refahımızı korumak, sosyal konularda dilimizi tutmak, geniş düşünmeden işimize bakmak öğretildiği için ; görmeye başlayınca şok olduğumu zannedebilirim. Yok, bir durup düşününce, bu endişeler rahat beynin alternatif huzursuzluk fikirleri falan değil. İşte, hep karşımızda, artık bir tv, bir gazete bir pc yakınımızda...Belki bu sebeplerden, belki de artık at gözlükleri çıkmaya başladığından bu huzursuz zamanları , en huzursuz zamanlar seçip; tüm tüylerim diken diken, bir şey yapamadığım içimde zıplayıp duran duyarlılığımı bastırarak izleyebiliyorum sadece. Kendi hiyerarşimde , yüksekten bakıyorum olan bitene . Başımı kaldırıp binbir endişe ile ulaşamadıklarımı ; bir de üzüntü ve korku ile tepetaklak aşağı düşenleri izliyorum.</div><div><br /></div><div> Artık biliyoruz, yarın pek de hoş şeyler getirmeyecek... Ben yine de , en ilkel korkularımızı yaşayan , bunları hiç hak etmeyen tüm insanlar için 'iyi' olmaya çalışıyorum 'iyiyim' diyorum...</div><div><br /></div><div><br /></div><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeT3S4jCvRFjKaeWp6VXZ7-VpJ8LqnkA5C5xIk_iCY4tHkv5UZZHoTgNDM7kALPY_DjG8i6bPiwGDgU2ElTkGTKUTpCDZF-e7ERfabCtVRKv01A41dok-8SzRX8t6s8J3EhWUyscRDFj0/s1600/maslow.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 229px; height: 188px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeT3S4jCvRFjKaeWp6VXZ7-VpJ8LqnkA5C5xIk_iCY4tHkv5UZZHoTgNDM7kALPY_DjG8i6bPiwGDgU2ElTkGTKUTpCDZF-e7ERfabCtVRKv01A41dok-8SzRX8t6s8J3EhWUyscRDFj0/s400/maslow.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5586632563130336114" /></a>sinemhttp://www.blogger.com/profile/18072593658185129598noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4371684774586317757.post-73426980064731869722011-03-10T21:09:00.006+00:002011-03-10T21:35:42.529+00:00House terk edilince biz de terk edilmiş sayıldık!3 sene önce keşfettiğimden beri favorilerim arasından düşmeyen bir dizi House... Dahiliğinin affettirdiği serseriliği, anarşist ruhu ve aslında çok kırıcı olabilen zor bir insan olmasına rağmen , hayata karşı duruşu çoğu zaman hayran bırakan karakter House, hem kendisi hem de diğer karakterleri ile bir şekilde hayatımdaki bir çok kişiyi dışardan izleyebiliyormuşum imkanı veriyor gibi geldi bana hep. Bu nedenle House'yi çok sıkı kucakladım, biraz kendime gülerek tabi.<br /><div><div><br /></div><div>Spoiler<br /><div><br /></div><div> House'nin yayınlanan son bölümü ( 7.sezon - 15.bölüm) beni epey üzdü. Çünkü House 'nın hayata tutunabilen, sevgisini gösterebilen ve paylaşmaktan , epey cool şekilde de olsa, korkmayan tarafını daha çok sevmiştim. Sanırım o içindeki umutla hepimize, tüm inatçıların kırılabildiğini gösterdiğinden umut verdiği içindi. Ancak Cuddy; hasta iken kendini Vicodin ile uyuşturarak ona destek olan House'nin ne yaptığını anladı ve House'umuzu terk etti... Çünkü bu hareketten yola çıkarak House'nin ;onun acısını, sıkıntısını ;doğal olarak da hayatını hiçbir zaman paylaşamayacak kadar üzüntüden kaçan bir bencil adam olduğunu yine anladı . Cuddy'nin mukeme gücüne, mantığını kullanabilmesine hayran olsam da House için üzüldüm işte. O, büyük bencillik içinde küçük bir çocuk gibiydi. Aslnda çocukların da tek düşünebildikleri kendileri olduğu için House'nin bir çocuk olduğunu söyleyebiliriz :) </div></div><div><br /></div><div> Bu yazıyı House için yazmadım, zira kendimi dizilere kaptırıp onlarla yaşayan biri değilim :) Fakat bu bölüm dipte yatan korkuları ayağa kaldırdı , bana da iki çift kelime döküp rahatlamak düştü desem yalan olmaz. Bencil olmadan sevebilmek ve sevilebilmenin, birinden bencil olmamasını istemenin aslında pek de haklı bişiy olmaması; iki kişinin bir olması için mutlaka bir diğerinin daha çok şey vermesi gerekmesi ve bu kuralların ne yazık ki hayatta Murphy yasaları kadar gerçek olması... </div><div><br /></div><div> Uzun süredir durup kendini dinlemeyen ;'mutlu muyum?' diye sorgulamayan bünyeye ağır gelen bir bölüm oldu sonuçta işte. Bencil amaçlarla bir teenager isyanı yazısı yazdırdı:)</div></div><br /> <a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLvJQ7IWTJj5CEzkzJSdUozeCPPamq0hwONHzsyz1cMAyXjkyxAebe50hOJiURtzZ8nIz3OeTSatK0lEmelsDBfZPS33u99NJS6dKV7cd-Mfz1XbsExXvcC9JNDnYELU9PtlZG3F7f2c8/s1600/tumblr_lf96qotFE91qdluy3o1_400_thumb.png"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 240px; height: 200px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLvJQ7IWTJj5CEzkzJSdUozeCPPamq0hwONHzsyz1cMAyXjkyxAebe50hOJiURtzZ8nIz3OeTSatK0lEmelsDBfZPS33u99NJS6dKV7cd-Mfz1XbsExXvcC9JNDnYELU9PtlZG3F7f2c8/s400/tumblr_lf96qotFE91qdluy3o1_400_thumb.png" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5582566387422508306" /></a>sinemhttp://www.blogger.com/profile/18072593658185129598noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4371684774586317757.post-57046849482707560652011-03-06T15:43:00.004+00:002014-01-03T13:55:31.705+00:00Byosoku 5 centimeter<a href="http://i108.photobucket.com/albums/n25/TwistedCyberChick/screenshot1edit.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img alt="" border="0" src="http://i108.photobucket.com/albums/n25/TwistedCyberChick/screenshot1edit.jpg" style="cursor: hand; cursor: pointer; height: 570px; width: 800px;" /></a><br />
<div>
<br /></div>
<div>
Bahçesinde 2 kiraz ağacı olan bir evde, ağacın tatlı pembe yapraklarının sadece bir tanesini koparmak istedim. Zaten kalp şeklinde olan bu pembe minik taç yaprağı defterime yapıştıracaktım. Ama dokunur dokunmaz bu narin çiçeğin tüm yaprakları bıraktı kendilerini rüzgara... Baharı en çok iki ağaçla yaşardım zaten; bi kiraz bi erik. Pembe - beyaz. Belki bu nedenle japonyaya kiraz ağaçlarının açtığı zaman gitme özlemi ile büyümüş olmam. Belki bu yüzden 'kiraz ağaçlı japon filmleri'ni bu kadar sevişim.</div>
<div>
<div>
<br /></div>
<div>
5 centimeters per second, kesinlikle blue ray izlenmesi gereken bir görsel şölen. Japonların animelerinde doğa ögelerini bu kadar başarıyla kullanmalarına hep hayran olan ben, kiraz çiçekleri manzarası ile başlayan bu filme ilk dakikadan ısındım. Böylece ,Byosoku 5 centimeter de benim gönlümde , kiraz çiçekleri ve kuzey ışıkları ile yerini aldı bile.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
</div>
<div>
Kahramanlarımız çocukuk çağlarından beri birbirlerinden hoşlanan fakat çok az vakit geçirebilip daha sonra sürekli farkli illere taşınan bir çifttir. Biz , 3 parçaya ayrılmış hikayenin ilk kısmını çiftimizin melankolik aşık erkeği tarafından dinliyoruz. Bu bölümde özellikle sevdiğine kavuşmak için sabırszlanırken sürekli rötar yapan trenin içinde karakterimizin artan sabırsızlığı ve huzursuzluğu kesinlikle , sahneler ve o anlara hakim olan sessizlik,kar yağışı sentezi ile seyirciye çok iyi geçiyor.. 2. bölümde ise aşkından içine kapanmış bu melankolik-cool oğlana umutsuzca aşık bir kızcağız ağzından dinliyoruz öyküyü. Burası hikayenin teenager kısmı diyebilirim. Cool çocuk uzaktaki birine aşıktır, liseli kız da ona, umutsuzca:) ... Teenager kızımızın bu sevgiden güç alıp nasıl hayatını değiştirebildiğini ve çocuğumuzu bol yıldızlı göklerdeki astronotlara benzettiği de şahane gökyüzü-deniz görüntüleri ile izliyoruz. Filmin son bölümü ise , hikayeyi biraz daha değiştirip günümüz dünyası koşuşturmasında mutsuzluk temasını işlemiş.3 bölümle büyüyen melankolik karakterimiz, uzaktaki aşığı ile bir şekilde bağını kaybedip kariyere, işe güce dalıp duygusuzlaşmıştır. Bir gün bir kiraz çiçeği yaprağı ona unuttuğu duyguları hatırlatır ve biz de yine karakterimizin iç konuşmalarını mükemmel sahneler,kiraz çiçekleri, aşık olduğu kızın değişen yaşamından kareler ile izleriz... Filmin sonunda video klip tadındaki sahneler ise bir çoğunuzun favorisi olacaktır eminim.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bir aşk hikayesi anlatsa da korktuğum kadar dramatik değil filmimiz:) Fakat filmin ana konusunun derin hüzünle arkadaş olan aşk - kavuşamama duygusu olduğunu söylemeliyim. Bu nedenle özellikle duygulara yoğunlaşılan bölümlerde görüntülerin , filmin sessizliğinin gergin rehaveti çok başarılı.Bir japon animesinin alt metninden beklentileriniz ne kadar yüksek bilmem ama , byosoku 5 centimeter, kendi senaryosunda yansıttığı insan hayatı dönemlerine uygun olarak işliyor konusunun görselliğini. Yani bu esnada hem renkleri azalıyor hem mekanları tutarlı olarak değişiyor.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Gerçek dünyaya çok yakın , hatta ondan daha güzel görüntüler ile bana Japonya'da kiraz ağaçları altında, denizden gelen serinliğe doğru mopet kullanma hayallerimi tekrar canlandırdığı için ve Miyazaki filmlerinden aldığım tadın yanına biraz yanaşabildiği için bu filmi pek sevdim.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
İyi seyirler...</div>
<div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
</div>
sinemhttp://www.blogger.com/profile/18072593658185129598noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4371684774586317757.post-14738018220095092702011-02-19T21:03:00.004+00:002011-02-19T21:50:51.302+00:00Yeraltından<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZeJjYF25dr8BQ83qr8qal-PpGZg5mJncs5d4tpBAO_hZqJFEF5n6wsZXYZih2ohjjzuHKLkma6ZUhTFCewE6tZAs4K2I6FOb_Jioohanem2V3ruUKcLOZwpFjuBeVJofJR16zhBZ1-6Y/s1600/yeralt%25C4%25B1ndan-notlar.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 297px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZeJjYF25dr8BQ83qr8qal-PpGZg5mJncs5d4tpBAO_hZqJFEF5n6wsZXYZih2ohjjzuHKLkma6ZUhTFCewE6tZAs4K2I6FOb_Jioohanem2V3ruUKcLOZwpFjuBeVJofJR16zhBZ1-6Y/s320/yeralt%25C4%25B1ndan-notlar.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5575518435003497794" /></a><br />Michael Jackson öldüğünde , annesi ile yapılan bir röportajda dikkatimi bir şey çekmişti. M.J; eve gelip de aile üyelerini tv başında görünce buna çok şaşırırmış ve ' dışarıda akıp giden koca bir hayat varken siz nasıl oluyor da tv izlemeye vakit bulabiliyorsunuz anlamıyorum' dermiş. <div><br /></div><div> Bu yazımda Michael Jackson'un başarılarından falan bahsetmeyeceğim ama sanırım dünyaya mal olabilmiş bir insanın nasıl düşündüğünü açıkça ortaya seren bu cümle beni etkilemiş ve düşünmeye sevk etmişti. Tv fanatiği olmak gerekmiyor, eğer elimizden aksi geliyorsa ,üretmeden-çalışmadan-keşfetmeden- başkalarını mutlu etmeden-okuyup öğrenmeden geçirilen anları boş ve mutsuz sayanlardanım ben de.Tabi ki bazen böyle düşünebilmek eyleme geçmeye yetmiyor... Özellikle bir durup düşünme fırsatı bulduğunuzda bir çok olguyu; nedeni ve sonucunu önemsemeden hiçe sayabilen biriyseniz, orada durun, fazla düşünüyorsunuz! Durup düşünmeye fırsat bulamayacak kadar amaçlı ve telaşlı iseniz , mutsuzluğu ve tatminsizliği akıllılık zannetmeyin; bırakın hayatınız tutunduğu yerden aksın. Nasılsa bizim sorgulamalarımız sürerken de yeni olgular, nedenler ve sonuçlar getirecek kaçınılmaz döngüler...</div><div><br /></div><div> Aslında tüm bunları bana yazdıran bir kitap okuyorum şu sıralar. Yine unutmamak için yazma fikrimden destek alarak biraz bahsetmek isterim.</div><div><br /></div><div> Yeraltından Notlar- Fiyodor Mihayloviç Dostoyevski </div><div><br /></div><div> Dostoyevski'yi keşftmek için doğru bir kitap olduğunu duymuştum . Birkaç eserini daha okumadan bu yorumu savunamayacağım ancak kitap hakkında bir iki kelime etmek istedim. Dünyadan kendini soyutlamış, olayları , olgu ve kişileri tutunmaya değer bulmayan bir karakterin içsel konuşmalarını ve hayat öyküsünü okuyoruz kitapta. Karakter ,o kadar çok -ya da bakış açısına göre farklı- düşünüyor ki hayatın içindeki maddi-manevi tüm olguları, sosyolojik dayatmaları kafasında sıfırlamış. Örneğin; kızgınlığının sebepleri üstünde fazlaca düşündüğü için kin tutamadığını ve kızgınlık nedeninin uçup gittiğini söylüyor bu yeraltındaki kendi deyimi ile 'hasta' adam. Çoğunlukla oldukça karanlık, umarım her satırında size de 'bunu ben de düşünüyorum' dedirtmiyordur diye umduracak kadar karanlık düşünceleri savunuyor. Savunduğu bazı düşünceler ile tembel insanlara da küçük sığınaklar yaratabilir bu kitap:) Aslında savunduğu fikirleri ben de kimi zaman ucundan düşündüğüm için empati yapabilsem de; sanırım benim yorumlarım kitaba göre yerüstündeki insanların görüşleriyle daha örtüşüyor... </div><div><br /></div><div> Dostoyevski okumanın ağır zevkine yeni varmış olsam da ; günümüz dünyasında verimli yaşamak için yer üstünde kalmamız gerektiğini kabullenerek yaşamanın daha büyük marifet olduğunu ,büyüdükçe ,anlamaya başladığım için olsa gerek bu kitap kişisel olarak benim için eski karanlık günlerime açılan bir kapı da oldu. Bu nedenle dikkat çekici birkaç cümlesini eklemek istiyorum;</div><div><br /></div><div> 'Her şeyin bilincinde olmak bir hastalıktır; hayatını sürdürebilmek için insana daha yalın bir anlama yeterlidir.' ( agreed:))</div><div> </div><div> ' Beni en çok sarsan, bir tabiat kanunuymuş gibi; her zaman her yerde , haklı veya haksız olsam da herkesten önce kendimi suçlu görmemdir! Bunun sebebi ; kendimi etrafımdaki insanlardan daha akıllı bulmamdır...' </div><div><br /></div><div> Kitabın ilk sayfalarında bahsedilen düşünen insan ve eylem adamı farkının en çarpıcı yorumu bence ; 'eylem adamı ahmaktır, ama belki normal insanın ahmak olması lazımdır.'</div><div><br /></div><div> Yeraltından Notlar okunmalı, hatta biraz geç kalınarak okunmalı. Hayatla ilgili görüşlerimizi oturttuğumuzda, kendi karanlığımızdan geçebildiğimizde ve tutunamayan yerine tutmayı seçtiğimizde; geride bıraktığımız acı tadı tekrar hissetmek , belki de biraz yorgunluğumuzdan sıyrılıp yerltına kaçamak yapmak için...</div><div><br /></div><div>not: Zeki Demirkubuz; Yeraltından Notlar'ı sinemaya uyarlıyor. (ayrıntılı bir izleme için okunduğu iyi oldu.)</div><div><br /></div><div><br /></div>sinemhttp://www.blogger.com/profile/18072593658185129598noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4371684774586317757.post-36675709868953806212011-02-04T22:37:00.009+00:002011-03-21T23:41:26.469+00:00Hair ,1979<div><span class="Apple-style-span"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span"><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOh4bDIjwtM-VwXzHxDzKx-5gtj7z8fXVOnUdolcpaRDIXlQ867GQzjsMOkz3_MuDKisW4iC9l2XWFZ1O0bqekKUbSM8OVw7rbyEFFCp2bJL34NAFQVfDTnbqQxkexsiwnWMrec-6ZN4k/s1600/04858.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 214px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOh4bDIjwtM-VwXzHxDzKx-5gtj7z8fXVOnUdolcpaRDIXlQ867GQzjsMOkz3_MuDKisW4iC9l2XWFZ1O0bqekKUbSM8OVw7rbyEFFCp2bJL34NAFQVfDTnbqQxkexsiwnWMrec-6ZN4k/s320/04858.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5570178688693123266" /></a></span><div><span class="Apple-style-span"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span"> Unutmamak için yazmak mühim. Uzun zamandır , unutmaktan korktuğum için bir çok şeyi not aldığımı farkettim. Tüketmemek için , geri dönüp hatırlayabilmek için... Bu arada, çok didinip okumaya çalıştığım kuramsal sinema kitapları sinema zevkime limon sıkarak ( limon sevmediğim sanılmasın, ekşi iyidir ama zorlar insanı); benim için her bir film izlemeyi; tükenip gitmesin endişesi ve yönetmeni anlama telaşı içinde filmi iyi özümsemeye adanmış küçük ve ağır dersler haline getirdi. Bu aslında amacım olmasına rağmen, vicdani rahatlık seviyesi dediğim şeye ulaşabilmem için yolun katetmem gereken mesafesinin kocaman ; kat edebildiğimin ise küçücük olduğunu gördüm... Ve hayatın istediğimiz seviyeye gelene kadar başımızdan geçen olaylardan ibaret olduğunu bize hatırlatan pek çok olay da gördüm ( John Lennon dışında:)...</span></div><div><span class="Apple-style-span"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span"> Uzun lafın kısası, kaygıları bir kenara bırakıp, hatırlamak için yazmaya devam...</span></div><div><span class="Apple-style-span"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span"> Eğer benim gibi , izlediğinizin hafzanızda ve benliğinizde kaybolup gitmesini istemiyorsanız size bir önerim var.; </span></div><div><span class="Apple-style-span"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span"> *Filmin scriptini (senaryosunu) okumak.</span></div><div><span class="Apple-style-span"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span"> Ben genelde filmleri izledikten sonra yapıyorum bunu,okurken kafamda sahneleri geçirmenin keyfi bir yana;benim gibi , yazılı materyallerle çalışmakta daha rahat eden insanlar için filmden alınan zevki iki katına çıkardığını düşünüyorum. Ayrıca sinemanın görsel dikkat dağıtıcılarından uzakta, sadece metnin zenginliği ve mesajları ile ilgilenme fırsatınız da oluyor böylece. </span></div><div><span class="Apple-style-span"> Bu tekniğin yabancı dil öğrenmede<span class="Apple-style-span"> büyük fayda sağladığını eklemem gerek. Filmi altyazılı izledikten sonra ,bir de altyazısız izleyip anlamadığınız yerleri senaryodan takip etmeyi deneyin. Sıkılmıyorsanız bunu her film için birkaç kez tekrarlayın. Bu çalışma stilini bir forumda okudum ve gerçekten kelimelerin telaffuzlarının,kullanıldığı yerlerin ve kalıpların akılda kalmasına yarayan eğlenceli bir yöntem olduğunu onayladım ben de. </span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span"> Buradan aradığınız birçok filmin senaryosunu bulabilirsiniz ; <a href="http://www.imsdb.com/">internet movie script database</a></span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span"> Gelelim Hair'e.</span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span"><br /></span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span"> 68 kuşağı ve Hippie leri en iyi anlatan film olduğu söylenir hep. Orduya girmeye karar vermiş bir genç cowboy , şehre geldiğinde savaş karşıtı, Hippie tarzı yaşayan bir arkadaş grubunun içinde bulur kendini . Bu arada zengin ve güzel bir kız da aklına düşer . Biz de film boyunca, karakterimiz üstünden işlenen savaş ve ordu karşıtlığı, zengin kızımız yoluyla yapılan hafif burjuvazi eleştirisi; çılgın arkadaşlarla yansıtılan Hippie yaşam tarzı ve cowboy gencin hayalleri ile ilgili , bol eleştirili muzikal sahneler izleriz.</span><span class="Apple-style-span"> F</span><span class="Apple-style-span">ilmin sonu ise tüm izleyiciler için oldukça 'vurucu' ve biraz da üzücü.</span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span"></span><span class="Apple-style-span"> </span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span"> Müzikalin başarısını müzikleri belirler. Hair'inkiler yıllardır etrafta duyup da ait oldukları yeri bilmediğim şarkılar idi. Benim en çok sevdiklerim ;<span class="Apple-style-span" style="line-height: 17px; ">"Aquarius", </span><span class="Apple-style-span" style="line-height: 17px; ">"Easy to Be Hard" ve filmin sonu ile içimize işleyen , neşesinin altındaki hüznü ile filmi izleyenleri izlemeyenlerden ayrı duygulara sürükleyen </span><span class="Apple-style-span" style="line-height: 17px; ">"Flesh Failures (Let the Sunshine In)". </span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 17px; "><br /></span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span"> Hippie akımı ve 68 hayranları için bayılacakları pek çok şey içeriyor film. Korkusuz ve sorgusuz yaşayan Hippie genç Berger , Hippie lerimizin renkli stilleri, filme ismini veren asi duruşlarının yansıması saçları ve Woodstock görüntüleri ... Ama bunun yanında insanlık için hiçbir dönemde eskimeyecek konuları işleyen ve tadı kolay kolay azalmayacak renklilikte olan Hair, aslında keşke içindeki endişelere artık gülüp geçebilecek durumda olsak dedirtiyor. Keşke savaş endişelerimiz azalmış olsa, keşke orduya alınma sahnesi gerçekçiliğini kaybetmiş olsa, keşke hayat Hippie 'ler kadar hesapsız yaşanabilecek kadar kolay olsa...</span></div><div><span class="Apple-style-span"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span"> Kült filmlerin , işlediği konular hiçbir dönemde güzelliğini kaybetmeyen filmler olduğunu savunursak , Hair' i izleyip kült olduğunu onaylamış olmaktan mutluluk duyuyorum. :)</span></div><div><span class="Apple-style-span"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 17px; ">Soundtrack'e buradan ulaşabilirsiniz :<a href="http://hotfile.com/dl/5053205/e3dccb5/Hair__Remastered_.rar.html"> hair ost</a></span></span></div><div> </div></div><span class="Apple-style-span"><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPO8YuHkiYdM56W9wYgQ9bS3gYYx8UM7rvCktQqqOhNfWzYa3Umonq1q6qQeD5Jb2hfs6Vzu7nixG7nxJiSvWfhzRe5Zad8POy091tWQ7G6XASAwYRqkOWfwZIo8jAa1okejMx2IFeAx4/s1600/Hair__1979_.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 282px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPO8YuHkiYdM56W9wYgQ9bS3gYYx8UM7rvCktQqqOhNfWzYa3Umonq1q6qQeD5Jb2hfs6Vzu7nixG7nxJiSvWfhzRe5Zad8POy091tWQ7G6XASAwYRqkOWfwZIo8jAa1okejMx2IFeAx4/s320/Hair__1979_.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5570178778296168434" /></a></span>sinemhttp://www.blogger.com/profile/18072593658185129598noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4371684774586317757.post-31780004201158448282009-11-08T15:02:00.019+00:002011-03-21T20:38:51.147+00:00Rushmore ; bi günlük umut limiti itinayla doldurulur<span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 138px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNHFC9sH3Wd1LvRBoMHl_KjIM797E5kxvLJv5qu_mtqNs4DVarT3vP7bKzMbiG7fuLzfzPLZnXMh2pY6IIP7gBw8stuMHEM-0svyLfeBAXYZY_9yP19QfyoGJrVKiA-3V7TDC3-gkmVXI/s320/383434381_e343e2fb32_o.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5401767287848093234" /><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:Georgia, serif;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"> </span></span><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Yine , kendimi kötü hissettiğim ve bi roketle dünyaya ve geride kalanlara Uzay gemimden dil çıkarmak istenen(!) anlardan birinde Wes Anderson ı kucakladım . Bu adamın , karamsar zamanlarda yanımda bulunduracağım bi sürü film yapmasını diledim içimden. Zira , küçük dünyalarında mutlu-mutsuz yaşayan tüm anlaşılamamışları pek bir güzel anlatıyor, pek bi özendiriyor özgünlüğü dışa vurmaya...Her filminden sonra 'neden duruyorum ' gaza gelişlerim için kendisine teşekkür ederek başlıyorum yazıma.</span></span><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"> </span><span class="Apple-style-span" style=" white-space: pre-wrap; font-family:monospace;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"> Rushmore (1998),</span></span><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Türkçe'ye, 'Çılgın Liseliler' gibi abuk! bir biçimde çevrilmiş , bu ismi görüp uzak duranlar olduysa yazık olmuş...</span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></span><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(0, 0, 0); -webkit-text-decorations-in-effect: none; font-family:Georgia, serif;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNHFC9sH3Wd1LvRBoMHl_KjIM797E5kxvLJv5qu_mtqNs4DVarT3vP7bKzMbiG7fuLzfzPLZnXMh2pY6IIP7gBw8stuMHEM-0svyLfeBAXYZY_9yP19QfyoGJrVKiA-3V7TDC3-gkmVXI/s1600-h/383434381_e343e2fb32_o.jpg"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(0, 0, 0); -webkit-text-decorations-in-effect: none; white-space: pre-wrap; font-family:monospace;"></span></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNHFC9sH3Wd1LvRBoMHl_KjIM797E5kxvLJv5qu_mtqNs4DVarT3vP7bKzMbiG7fuLzfzPLZnXMh2pY6IIP7gBw8stuMHEM-0svyLfeBAXYZY_9yP19QfyoGJrVKiA-3V7TDC3-gkmVXI/s1600-h/383434381_e343e2fb32_o.jpg"></a></span></span><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNHFC9sH3Wd1LvRBoMHl_KjIM797E5kxvLJv5qu_mtqNs4DVarT3vP7bKzMbiG7fuLzfzPLZnXMh2pY6IIP7gBw8stuMHEM-0svyLfeBAXYZY_9yP19QfyoGJrVKiA-3V7TDC3-gkmVXI/s1600-h/383434381_e343e2fb32_o.jpg"></a> </span><span class="Apple-style-span" style=" white-space: pre-wrap; font-family:monospace;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGBQTRU_9P5jXAIHlMtwwAPtrP8ysYC0jr1P_g0jKaQdtGmK4CsaO-rUUoMngcPOEiIUmLiDdct97GDx4Vuol5IZ8gU7Jy0OdCKwyGQLDYDbsj4e0O-CZcybpw7pATiRrG1vcZDEgta9g/s1600-h/thumbnail.php.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 214px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGBQTRU_9P5jXAIHlMtwwAPtrP8ysYC0jr1P_g0jKaQdtGmK4CsaO-rUUoMngcPOEiIUmLiDdct97GDx4Vuol5IZ8gU7Jy0OdCKwyGQLDYDbsj4e0O-CZcybpw7pATiRrG1vcZDEgta9g/s320/thumbnail.php.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5401768956774354946" /></a><span class="Apple-style-span" style=" white-space: normal; font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Bu kez ; kendi mükemmel dünyasının rock yıldızı, editörü, nobelli oyun yazarı, sosyallik abidesi ; sevimli ve az deli kahramanımız liseli Max. Annesini kaybetmenin hüznünden dolayı ,kendini okuduğu okulda elle tutulur(!) bir şeyler yapmaya vermiş bir sosyal kelebek. Notlarındaki başarısızlık nedeniyle hayattaki en büyük desteği ,okulu 'Rushmore' dan atılıp 'loserlar' arasına katılan bu renkli kahraman , bir anaokulu öğretmenine aşık olur ve film boyunca bu aşk ekseninde , Max'in yaşamında olan gariplikleri biz de eğlenerek izleriz. E film bu kadar, ama her zamanki gibi ayrıntılar uzmanı Wes Anderson , neredeyse filmin her karesi ile bizi gerçek dünyadaki masallara götürüyor.</span></span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"> Max in trajedisi ve hayatın parçası olan acı gerçekler ,yönetmenin cesur ve masalsı sayılabilecek anlatımı ile birleşince , o alışılmış fakat bıktırmayan Wes Anderson kara mizahının tadını alıyoruz film boyunca. Sıradan insanların olağanüstü yaşamı değil işlenen ;ancak, çevremizde olsa bir çoğumuzun 'bu adam bi garip' diyerek uzak duracağı karakterimizin ,aslında nasıl da kendine özgü dolu dolu bir yaşamı olduğu mesajı veriliyor alttan alttan. Bir çoğumuz için 'Tutunamayan olmak' marifeti, 'inadına tutunmaya çalışan olmakla' yer değiştirebilir bir kaç Wes Anderson filminden sonra.</span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"> Liseli bir gencin hayatında onu ciddiye alan kaç kişi olur bilinmez ama, bizim failure abidesi kahramanımızın etrafındaki tuhaf insanlarla kurduğu bağ , insanı hayata bağlayan cinsten. Kendi çocuksu yolları ile öç alışları, hayat felsefesi dahilinde çevirdiği dolaplar ile, bi küçük liseli çocuğa bile böyle güçlü karaktere sahip olduğu için (sinir oldurarak:) hayran bırakıyor film.</span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style=" white-space: pre-wrap; font-family:monospace;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBkUkFK1bO0b8jBBIwIokWIUCf5nDbFXPiA0tEyxrw6SobwNG5jJKVisSzxH1J9KncSxFkOXL4RDcZIVwfVVc1cOeDzyvsjyugH5w80QkD_E1rZH4E7BacPkVf4_lIk2-kfOAunTg9tks/s1600-h/6toe70z.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 200px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBkUkFK1bO0b8jBBIwIokWIUCf5nDbFXPiA0tEyxrw6SobwNG5jJKVisSzxH1J9KncSxFkOXL4RDcZIVwfVVc1cOeDzyvsjyugH5w80QkD_E1rZH4E7BacPkVf4_lIk2-kfOAunTg9tks/s320/6toe70z.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5401770311978199058" /></a></span><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Max rolünde gördüğümüz </span></span><span class="Apple-style-span" style="border-collapse: collapse; -webkit-border-horizontal-spacing: 2px; -webkit-border-vertical-spacing: 2px; "><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Jason Schwartzman 'a ; Darjeeling Limitedde de hayran kalmıştım zaten , Rushmore çekildiğinde 18 yaşında olan oyuncumuz , yine formunda. Sempatik fakat sorunlu tip deyince aklıma gelen ilk isim sıralamasına yerleşti bu filmden sonra .</span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="border-collapse: collapse; -webkit-border-horizontal-spacing: 2px; -webkit-border-vertical-spacing: 2px;"><br /></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="border-collapse: collapse; -webkit-border-horizontal-spacing: 2px; -webkit-border-vertical-spacing: 2px; "><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"> Bill Murray olmasaydı gözlerim arardı kuşkusuz , yine ;sükuneti içinde fırtanalar kopan adam, denince de kendisi gelmekte aklıma artık.</span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="border-collapse: collapse; -webkit-border-horizontal-spacing: 2px; -webkit-border-vertical-spacing: 2px;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="border-collapse: collapse; -webkit-border-horizontal-spacing: 2px; -webkit-border-vertical-spacing: 2px; "><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"> Filmde en sevdiğim sahneler Max 'in okuldaki aktivitelerini tanıtanlardı. Yine genelleme yaparak , Anderson filmlerinde en beğendiğim sahnelerin , slayt gibi geçen , fotoğraflık anlar olduğunu söylemek isterim.Warner Bros çizgi filmlerinde; Coyote, Acme ürünleri aldığında kılavuzunu okurken bir amca 'acme sucuk makinesi, pimi çekiniz' açıklamasını yapardı, ben o çizgi filmi sırf o an için izlerdim ; işte Wes Anderson 'un slaytları bana o tadı veriyor. Geneli minik komik anekdotlarla giden filmdeki mizahın yoğunlaştığı kareler o anlar olduğundan sanırım. </span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="border-collapse: collapse; -webkit-border-horizontal-spacing: 2px; -webkit-border-vertical-spacing: 2px; "><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"> Filmde sorgulanmaya müsait değerler çok ince bir çizgi üstünde bırakılıyor (öğretmeninin Max e duyduğu merhametin çizgisinin taşacak gibi olması) ki bu , Wes anderson 'un genel mesajlarının pekişmesini sağlıyor ( önyargıya hayır:)).</span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="border-collapse: collapse; -webkit-border-horizontal-spacing: 2px; -webkit-border-vertical-spacing: 2px; "><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"> </span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="border-collapse: collapse; -webkit-border-horizontal-spacing: 2px; -webkit-border-vertical-spacing: 2px; "><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"> Sonuçta yine kalplerde bir umut ağızlarda hoş bir tat bırakan bir Wes filmi izleyerek mutlu mesut birkaç dakika yaşayabiliyorsunuz efendim. Hep esen kalmak umudu ile:)</span></span></span></div><div> </div><div><b><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></b></div><div><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNHFC9sH3Wd1LvRBoMHl_KjIM797E5kxvLJv5qu_mtqNs4DVarT3vP7bKzMbiG7fuLzfzPLZnXMh2pY6IIP7gBw8stuMHEM-0svyLfeBAXYZY_9yP19QfyoGJrVKiA-3V7TDC3-gkmVXI/s1600-h/383434381_e343e2fb32_o.jpg"><b><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"> P.s</span></b><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">:</span></a><a href="http://rs222tl3.rapidshare.com/files/76523977/Soundtrack_Rushmore.rar.html"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">RUshmore Ost edinilmeli! </span></a></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></div><div><b><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">mood:</span></b><span class="Apple-style-span" style=" white-space: pre-wrap; font-family:monospace;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgbjSMTge9gTEB3jreUZCJKMOwSwnEtSnCQuXVQXOu50zkOAq46gfrOByF9TYzus-CR1EwxIQzM-7Sch5Qo2nbXJgZSQCEM_HAwezfE78_TqMwqii-IWoYdBaOolTugc2uflSv2eOJESa8/s1600-h/1072831615_e26f7d061f.jpg"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 49px; height: 108px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgbjSMTge9gTEB3jreUZCJKMOwSwnEtSnCQuXVQXOu50zkOAq46gfrOByF9TYzus-CR1EwxIQzM-7Sch5Qo2nbXJgZSQCEM_HAwezfE78_TqMwqii-IWoYdBaOolTugc2uflSv2eOJESa8/s200/1072831615_e26f7d061f.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5401769428233294962" /></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"> </span></span><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgbjSMTge9gTEB3jreUZCJKMOwSwnEtSnCQuXVQXOu50zkOAq46gfrOByF9TYzus-CR1EwxIQzM-7Sch5Qo2nbXJgZSQCEM_HAwezfE78_TqMwqii-IWoYdBaOolTugc2uflSv2eOJESa8/s1600-h/1072831615_e26f7d061f.jpg"></a></div><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgbjSMTge9gTEB3jreUZCJKMOwSwnEtSnCQuXVQXOu50zkOAq46gfrOByF9TYzus-CR1EwxIQzM-7Sch5Qo2nbXJgZSQCEM_HAwezfE78_TqMwqii-IWoYdBaOolTugc2uflSv2eOJESa8/s1600-h/1072831615_e26f7d061f.jpg"></a></div><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgbjSMTge9gTEB3jreUZCJKMOwSwnEtSnCQuXVQXOu50zkOAq46gfrOByF9TYzus-CR1EwxIQzM-7Sch5Qo2nbXJgZSQCEM_HAwezfE78_TqMwqii-IWoYdBaOolTugc2uflSv2eOJESa8/s1600-h/1072831615_e26f7d061f.jpg"></a>sinemhttp://www.blogger.com/profile/18072593658185129598noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4371684774586317757.post-35497331679439119912009-10-22T17:59:00.015+01:002011-02-20T16:34:23.239+00:00Peur(s) Du Noir ( Karanlık Korkuları)<span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><div><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" > ... bir Afgan köylüsü ile tv izlerken , batı medeniyetlerinin üstünlüğünü ona anlatmaya çalışmak zorunda kalmaktan korkarım.</span><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" > ...pek tanımadığım bir arkadaşıma beklenmedik bir şekilde davet edilip soslu soyulmuş yılan servis edilmekten korkarım.</span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" > ...sevişirken , mutlu ölmekten ; politik bir görüşüm olmadığı için 'ortada' olmaktan korkarım...</span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" > </span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" > Filmin adı karanlık korkusu olsa da , bir çoğumuzun hayatın kabusa çeviren küçük korkuların hikayeleri anlatıldığı animasyonda 6 animatörden 5 farklı minik hikaye ile siyah- beyaz korkular işleniyor.</span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" > </span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" > Kesinlikle sinemada, en azından büyük bi ekranda izlenmesi gereken bi film Peurs du Noir. Animasyonun böyle rahatsız edici filmler yapmakta kullanılmasına alışık da değilim ancak film boyunca işlenen; böcek korkusu, kabuslar, bilinmeyenden korkma, hayalet fobisi , timsahlar ve örümceklerin rahatsız edici tarafları hafif fantastik ancak gerçeğe de yakın sayılabilinecek hikayelerle sunulduğu için bu filmi 'ilgi çekici' alanına sokabilirim.Korkularımız da öyle değil midir zaten; kafamızda büyüyüp dağlar olan ama yaşadığımızda hayatın zorunlu bi parçası kadar doğal görünen...</span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" ><br /></span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" > </span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" > Kendime göre filmdeki unsurların 'en'li sıralandırılması da şöyle ( spoiler içeriyor)</span></span></div><div><span class="Apple-style-span" ><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSxplloM-BbPe-9rrK_Zws5a99LO1im7tea6gY0-U1NvIs9qA97mIzAKPScWrjNppu50Ni1bpUFJuAY7Jqi8r28XD5eC0rTmakv_EwkKmJQbacZ4KqkAYFf1wxMOX1kS2Ml9lVvEdgQQU/s1600-h/mattotti16.jpg"><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><span class="Apple-style-span" style="white-space: pre-wrap; "></span></span></span></a><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjiOj3xf64kEsb6UrDqA6FFKopAILDeqdC07ptgmCc29nbzQhtRth982RaTXdMunu7lu6ohC_-MakfLq2TRNgS_YOKvPGuRPjfxiJEtBpyQWe7elCFp6yMPnWIJePUKsPcs85cU1tmhAzM/s1600-h/blutch07.jpg"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 174px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjiOj3xf64kEsb6UrDqA6FFKopAILDeqdC07ptgmCc29nbzQhtRth982RaTXdMunu7lu6ohC_-MakfLq2TRNgS_YOKvPGuRPjfxiJEtBpyQWe7elCFp6yMPnWIJePUKsPcs85cU1tmhAzM/s320/blutch07.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5395479757980723538" /></span></a><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiejpxucTk3oLZnpYU2hkVn4HqkFdHpfjCa3KwgNgGcWqZMGVILqe69AQu-8wuLepV3o4bOF1r1dPU0QIBi_j9jkhOTuJeSApNSLR-r1HJkAgOctN7kW0u9Wz_zbAKllzHZE7mNRY0n2Hg/s1600-h/blutch12.jpg"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 108px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiejpxucTk3oLZnpYU2hkVn4HqkFdHpfjCa3KwgNgGcWqZMGVILqe69AQu-8wuLepV3o4bOF1r1dPU0QIBi_j9jkhOTuJeSApNSLR-r1HJkAgOctN7kW0u9Wz_zbAKllzHZE7mNRY0n2Hg/s200/blutch12.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5395480253605895906" /></span></a></span><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" > Blutch imzalı;kısa filmlerin birbirine bağlandıkları sırada parça parça izlediğimiz ,köpek korkusu çatısı altında işlenen hikayenin tarzı en sevdiğim çizimler..</span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" ><br /></span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" ><br /></span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" ><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-KVCyNUduyBOckGSxFDfCjuPWDfrckB072frO4_a7I2qtBqAB9LWo9UzgA4QLtQNSJ7xf_wdWwvLANLIacVCT8a8bTCAhOv0F2M17-gdtGaDc7nZu1rMLH-YP2aGD81pD3ztf3CZmEOQ/s1600-h/charles+burns05.gif"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 108px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-KVCyNUduyBOckGSxFDfCjuPWDfrckB072frO4_a7I2qtBqAB9LWo9UzgA4QLtQNSJ7xf_wdWwvLANLIacVCT8a8bTCAhOv0F2M17-gdtGaDc7nZu1rMLH-YP2aGD81pD3ztf3CZmEOQ/s200/charles+burns05.gif" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5395480595210518114" /></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div><div> <span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" >en ilginç bulduğum hikaye Charles Burns tarafından yapılan. Burada böcekler ve aslında üstü kapalı olarak erkeklerin evlenme-bağlanma korkusu ( kadın korkusu demeli şuna) da işlenmiş bulunmakta :)</span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" ><br /></span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" ><br /></span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" ><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_S4f1is97gSaCDy1AK-zmjzWpJaqPF42a-kQbC34OYzpOgDSMzUVpeo08guaefua8ND_C_humNQSS0iTCl1VN7-m6xqo9pfzCN7XhKPk0B2uey4bUs31d8T1yv2HSAj1qaG6e-lPIALI/s1600-h/caillou05.jpg"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 108px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_S4f1is97gSaCDy1AK-zmjzWpJaqPF42a-kQbC34OYzpOgDSMzUVpeo08guaefua8ND_C_humNQSS0iTCl1VN7-m6xqo9pfzCN7XhKPk0B2uey4bUs31d8T1yv2HSAj1qaG6e-lPIALI/s200/caillou05.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5395481132357831410" /></span></a><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWQ6CvY4KRQmlJmxuUIYZla9g_65Yi4xB38-xYx3aLY8aKde2qypcxrU5F-dd5bjdCFFR_JGxhD5ek7yJVngGUc9ZBoYVMZAESYkg164rfubUnBAcSDEAdezc-yYVILq_vIXhedRJ61L4/s1600-h/caillou10.jpg"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 108px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWQ6CvY4KRQmlJmxuUIYZla9g_65Yi4xB38-xYx3aLY8aKde2qypcxrU5F-dd5bjdCFFR_JGxhD5ek7yJVngGUc9ZBoYVMZAESYkg164rfubUnBAcSDEAdezc-yYVILq_vIXhedRJ61L4/s200/caillou10.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5395481921538214034" /></span></a></span></span></div><span class="Apple-style-span" style=" ;font-size:13px;"><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" ><br /></span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" > İşlenişini en sevdiğim ise filmdeki en rahatsız edici görsel öğelerin bulunduğu , küçük kızın kabusları bölümü oldu. Japon kültürü korku ögelerinden yararlanılmasının payı da büyüktür burada.</span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" ><br /></span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" > Filmin doğası gereği ,hikayelerinin hiçbirinin mutlu sonla bitmemesi de filmi toplam 3 denemede izlememin nedenidir. Ancak değişik fimleri sevenler ve biraz huzursuz olmak isteyenler için hoş bi seyirlik olduğunu düşünüyorum.</span></span></div><div><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="white-space: pre-wrap; font-size: 13px; "><div><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" > </span></div><span class="Apple-style-span" style="white-space: pre-wrap; font-size: 13px; "><div><span class="Apple-style-span" ><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSxplloM-BbPe-9rrK_Zws5a99LO1im7tea6gY0-U1NvIs9qA97mIzAKPScWrjNppu50Ni1bpUFJuAY7Jqi8r28XD5eC0rTmakv_EwkKmJQbacZ4KqkAYFf1wxMOX1kS2Ml9lVvEdgQQU/s1600-h/mattotti16.jpg"></a> </span><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguqzjAuMPePVfeC9rBf9-RT_ID0u-aBIbhuIcQkCUhdWyyv4VVk-UHXynRTk6CmKxQL2o_1uihoU2PpxG9l0hrHDz102xM3Mc_gAj_m3tZU7uI6PFvLqgHS6vQMctaMq67tJfKzRFjhPI/s1600-h/mcguire08.jpg"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 108px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguqzjAuMPePVfeC9rBf9-RT_ID0u-aBIbhuIcQkCUhdWyyv4VVk-UHXynRTk6CmKxQL2o_1uihoU2PpxG9l0hrHDz102xM3Mc_gAj_m3tZU7uI6PFvLqgHS6vQMctaMq67tJfKzRFjhPI/s200/mcguire08.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5395483722021996098" /></span></a><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSxplloM-BbPe-9rrK_Zws5a99LO1im7tea6gY0-U1NvIs9qA97mIzAKPScWrjNppu50Ni1bpUFJuAY7Jqi8r28XD5eC0rTmakv_EwkKmJQbacZ4KqkAYFf1wxMOX1kS2Ml9lVvEdgQQU/s1600-h/mattotti16.jpg"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 108px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSxplloM-BbPe-9rrK_Zws5a99LO1im7tea6gY0-U1NvIs9qA97mIzAKPScWrjNppu50Ni1bpUFJuAY7Jqi8r28XD5eC0rTmakv_EwkKmJQbacZ4KqkAYFf1wxMOX1kS2Ml9lVvEdgQQU/s200/mattotti16.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5395483915313096082" /></span></a></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" ><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium; "><b>mood :</b></span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small; "> </span><span class="Apple-style-span"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTI6_1V9-i1EDswvY8k6PdSP9a4W6QHYnoZ4oPgb0TieiSKnWZXI40mkkzcEcnEh3R2ltkfpJQXX8Z2LdRidTPAI14abia3Ym6DIklhqiYNLT6RKLqrR45zOqKbJkNR2i0-mYcPidvUY0/s1600-h/1072816413_cb9d6cf231.jpg"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small; "><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 49px; height: 63px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTI6_1V9-i1EDswvY8k6PdSP9a4W6QHYnoZ4oPgb0TieiSKnWZXI40mkkzcEcnEh3R2ltkfpJQXX8Z2LdRidTPAI14abia3Ym6DIklhqiYNLT6RKLqrR45zOqKbJkNR2i0-mYcPidvUY0/s200/1072816413_cb9d6cf231.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5395484816851954690" /></span></a></span></span></div><span class="Apple-style-span" style="font-size: 13px; font-family: monospace; "><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"></span></span><span class="Apple-style-span" ><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSxplloM-BbPe-9rrK_Zws5a99LO1im7tea6gY0-U1NvIs9qA97mIzAKPScWrjNppu50Ni1bpUFJuAY7Jqi8r28XD5eC0rTmakv_EwkKmJQbacZ4KqkAYFf1wxMOX1kS2Ml9lVvEdgQQU/s1600-h/mattotti16.jpg"></a></span></span></span></span></div><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSxplloM-BbPe-9rrK_Zws5a99LO1im7tea6gY0-U1NvIs9qA97mIzAKPScWrjNppu50Ni1bpUFJuAY7Jqi8r28XD5eC0rTmakv_EwkKmJQbacZ4KqkAYFf1wxMOX1kS2Ml9lVvEdgQQU/s1600-h/mattotti16.jpg"></a></span></div></div>sinemhttp://www.blogger.com/profile/18072593658185129598noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4371684774586317757.post-22022582752584036802009-10-18T22:08:00.011+01:002011-02-19T21:52:56.916+00:00Zamanin Ötesinde; Harry'nin özleminde ;<span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">geç haberim oldu ama J.K:Rowling in James ve Sirius 'un gençliğinde yaşadığı haylazlık öyküülerinden birini anlattığı kısa hikayeyi buldum ve üşenmedim çevirdim:) Berbat'dan hallice bi çeviri de olsa paylaşmak istedim. Harry Potter özleyenler için gelsin ;</span><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style=" white-space: pre-wrap; "><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgW_0zldQHR3hwackiyr0o3ZkyoDSqi4uaN_NHPMPhwYcDv7kml5gjqVD-CBkhu9fT6hLGnQA52dZDAPCjPBpYxLkwcL1qCmy3dv8UA-Xu_77JWYiaaqS0a3PYhTxB_ySTEziv21RIhOdE/s1600-h/773743634_591c7bf29e_o.jpg"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 130px; height: 200px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgW_0zldQHR3hwackiyr0o3ZkyoDSqi4uaN_NHPMPhwYcDv7kml5gjqVD-CBkhu9fT6hLGnQA52dZDAPCjPBpYxLkwcL1qCmy3dv8UA-Xu_77JWYiaaqS0a3PYhTxB_ySTEziv21RIhOdE/s200/773743634_591c7bf29e_o.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5394052092724313570" /></span></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZf8VXJOfSH7f40BhSx8UcJNIUMX60DzGhkDt7pyjWdu1tRKTbciapgneNK0wCD0gw2HecTf6tgI3jdmRuLshWveVyTj7iby9dx8qsDMEVOrbdf0h6Bdz9KzXM-ygexDLo7Rt7Bk3nI1E/s1600-h/james-potter.gif"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 150px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZf8VXJOfSH7f40BhSx8UcJNIUMX60DzGhkDt7pyjWdu1tRKTbciapgneNK0wCD0gw2HecTf6tgI3jdmRuLshWveVyTj7iby9dx8qsDMEVOrbdf0h6Bdz9KzXM-ygexDLo7Rt7Bk3nI1E/s200/james-potter.gif" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5394052889463058450" /></span></span></a></span></div><span class="Apple-style-span" style=" white-space: pre-wrap; font-family:monospace;font-size:13px;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><b></b></span></span><b><div><span class="Apple-style-span" style=" white-space: pre-wrap; "><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> karanlıkta gitgide hızlanan motorsiklet köşeyi öyle bir hızla döndü ki; onları takip etmekte olan araçtaki iki polis de 'vay canına!' diye bağırmaktan kendilerini alamadılar.Memur Fisher, motorun arkasında oturanın düşüp tekerlerin altında kalacağını düşünerek, koca ayağıyla frene asıldı fakat motor ,üstünden kimse düşmeden, arka lambasının 1 snlik kırmızı ışığında dar sokakta gözden kayboldu. 'şimdi yakaladık' diye bağırdı polis şefi Anderson heyecanla; ' çıkmaz sokağa girdiler!' Fisher motoru izlemek için direksiyona sarılarak gaza bastı ve dar yolda aracın yan tarafının boyası kazındı. yarım saatlik kovalamacanın ardından, avlarınınn farlarını gördüler.motorsikletliler tuğladan bir duvar ile , üzerlerine parlak gözlü bir yırtıcı hayvan gibi hırlayarak gelen polis aracı arasnda kapana kısılmışlardı. sokak o kadar dardı ki Fisher ve Anderson arabadan zorlukla çktılar. Bu durum onların, avlarına yengeç gibi yavaş yavaş yaklaşmalarını engelledi . yanıp sönen mavi işiğin karşısında zevk aliyormuş gibi sırıtarak oturan 2 gence</span></span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> ' motordan inin!'diye gürledi. motorcular söyleneni yaptı..sonunda arabanın kırık camından dışarı çıkabilen memur Fisher sırıtarak motorlulara baktı. 20lerinin başlarında görülen bu iki gencin motoru kullananının uzun siyah saçları memura,hiç de hoş olmayan bir şeyi; kızının boşgezen gitarcı sevgilisini hatırlattı. Diğer çocuğun da kısa ve dağılmış siyah saçları vardı. Gözlük takıyordu ve sırıtıyordu.İkisinde de ,şüphesiz ki aptalca ve gürültülü bir rock grubunun simgesi olan büyük altın bi kuş armalı t-shirtler vardı. 'kask yok!' diye gürledi Fisher motorcuların kafalarını işaret ederek ve 'hız limitini çok, şey,..büyük oranda aştınız ( aslında hızları Fisher in bi motorcunun ulaşabileceğini kabul edemeyeceği kadar yüksekti) ve 'polisin dur ihbarına uymadınız!' ' sohbet etmek için durmak isterdik' dedi gözlüklü olan ' ancak -'</span></span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> ' akıllı olduğunu sanma , siz ikiniz belanin eşiğindesiniz ' dedi Anderson 'isimleriniz?'</span></span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> ' isimlerimiz' diye tekrarladi uzun saçli olan, ' hımm bi bakalim.. wilberforce bathsheba… elvendork…'</span></span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> ' ve en güzel yanı da bu isimlerin unisex olması' dedi gözlüklü olan</span></span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> ' a , bizim isimlerimiz mi demek istemiştiniz' dedi ilki; Anderson öfkeden kudururken; ' sizin isimleriniz desenize ! ben James Potter ve bu Sirius Black'</span></span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> ' senin için kara bi gün olucak seni sevimli surat' ancak ne JAmes ne de Sirius söylenenleri dikkate aldı. Birden, av köpekleri gibi, polislerin arkasindaki arabanın üstünden karalığın derinlerine bakarak, ayni anda arka ceplerine uzandılar. bi an ,polisler kendilerine doğrultulanin silah olduğunu zannettiler fakat hemen sonra motorcuların onlara doğrulttuklarının silah olmadığını fakat; ' bagetler mi?' dedi Anderson alay ederek, ' şaka yapıyor olmalısınız, şimdi tutuk-' ama Anderson cümlenin devamını getiremedi , James ve Sirius anlamsız bir şeyler fısıldadıktan sonra asalarından güçlü bir ışık huzmesi çıktı. polisler kendi etraflarında dönüp arkaya doğru sendeledi.üç adam, bagetlerin ucundan çıkan ışık huzmesinin üstünde havalandılar - uçuyorlardı- ve tam o anda polis arabası arka tekerlekleri üstünde şaha kalktı. Fisher ın dizleri titredi ve sertçe yere oturdu, Anderson, Fisher ın bacaklarına basarak tökezledi ve üstüne düştü. 'bum!,pat! çat!' ve kırık çalı süpürgesi parçalarının takırtısı sırasında; süpürgelerinde uçan adamların ters dönmüş arabaya sonra da neredeyse farkedilmeyecek hızda yere düşüşlerini duydular. ve motorsiklet tekrar çalıştı; ağzı bir karış açik kalan Fisher , 2 adama bakmak için toparlandı. ' çok teşekkür' dedi sirius motorsikletin sesinin arkasindan ' size borçluyuz!'</span></span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> ' evet , sizinle tanışmak güzeldi ' dedi james ' ve unutmayın ,evendork! unisex bi isimdir!' yeri göğü inleten bi çarpışma sesi duyuldu, Fisher ve Anderson korkudan birbirine sarılırken arabaları yere düşüp parçalandı. Ve polislerin şaşkınlıkları arasına motosiklet havalandı</span></span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> JAmes and Sirius karanlık gökyüzünde gözden kayboldu....</span></span><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></div><div style="text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br /></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span><span class="Apple-style-span" style="font-weight: normal;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-weight: normal;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> Keşke J.K.Rowling daha da yazsa , daha çok Harry Potter yazsa... Şu sıralar yazmaktaymış ancak artık Harry Potter değil başka öyküler düşünüyormuş. Yine de heyecanla bekliyoruz..</span></span></span><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-weight: normal;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">.</span></span></span></div><b><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-weight: normal;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></span></span></div></b></span><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">mood:</span><span class="Apple-style-span" style=" font-weight: normal; "><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCwNYYkWNhze4qTyJcuLB7xN0IzgmK83TR09qYGs_pcX46P0ODHGSfITN9AEZgRaAsPSf8Bkh3dEWdR5pTcYEErdCpXQXdLdszA8uhvVWbi7shF2TEtQSA9lwhKglmSDLfaQbxrfR2PWE/s1600-h/1072831615_e26f7d061f.jpg"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 49px; height: 108px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCwNYYkWNhze4qTyJcuLB7xN0IzgmK83TR09qYGs_pcX46P0ODHGSfITN9AEZgRaAsPSf8Bkh3dEWdR5pTcYEErdCpXQXdLdszA8uhvVWbi7shF2TEtQSA9lwhKglmSDLfaQbxrfR2PWE/s200/1072831615_e26f7d061f.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5394058271152780866" /></span></a></span></div><span class="Apple-style-span" style=" font-weight: normal; font-size:13px;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"></span></span></b></span>sinemhttp://www.blogger.com/profile/18072593658185129598noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4371684774586317757.post-50158647683978035302009-10-15T11:02:00.005+01:002011-02-19T21:52:19.245+00:00günün tespiti: hemcinslerim!Kadınlardaki 'bi işe yarama duygusu' , kadının toplumumuzdaki yaygın yeri itibariyle çok farklı uçlara kayabiliyor. Bi Derya Baykal klişesi var bir kere, yorum yapmaya kalkan herkesin ' ayy ne saçma şeyler yapıyor, Ferhan Şensoy iyi ki boşanmış manyak kadın ' gibi cümlelerle yerdiği kadın. Ancak onun gibi kadınlar onu çok seviyor, genel kitlesi orta yaşli emekli olmuş, el becerileriyle üretip mutlu olmaya çalışan kadınlar. Bu durum çok normal, genelde annelerimiz biz büyüyene kadar sadece yavruları için yaşıyor ve sonra çocuklar kendi ayakları üzerinde durmaya başladığında işe yaramadklarını hissediyorlar. Orta yaş krizidir, menopozdur; tıbbi açıklamasını bilemeyeceğim ancak dünyada sevdiği işi , başkalarına pek zarar vermeden yapabilen kaç kişi var bi düşününce... O nedenle ben 'örgücü orta yaşlı kadınlar' ı severim, Derya Baykalın da kendini sevmesem de çoğu zaman yaptığı işi severim... Keşke herkes tutunabilecek bir şeyler bulabilse hayatta...<div><br /> Aslında konu bu durumun aşırılığı ile ilgili olacaktı ama hemcinslerim için empati yaparak önce yumuşak bir giriş yapmak istedim. 10marifet adında , pillinetwork üyesi bir site var. Geneli bayan olan kitle burada el işlerini sergileyip para kazanıyorlar. Genelde küçük paralar olduğu için mühim olan paylaşmak diyebiliriz. Annemin de amigurumi sanatında yaptklarını yayınladığı bu sitede ona da absurd gelen bir şey olmuş. KAdnlar pedleri için sürekli çanta yapıyorlar :) Evet bildiğimiz günlük pedler için kelebekli, çiçekli çeşit çeşit çantalar... Sanırım uçlar derken bahsetmek istediğim buydu. Çantamızı açtığımızda mavi veya mor renkli kağıtlar içindeki pedlerimizin görünmesi çoğumuzun korkusudur gibi bir açıklama yapabiliriz bu duruma ancak; neden, ne gerek var diye sormak isterim! KAdın olarak sağlıklı olduğunun en büyük belirtilerinden biri olan regl durumunda olmayı neden bu kadar gizlemek istersin ki.. Üstelik menopoz denen o illetle uğraştığında regl günlerine deli gibi özlem duyacakken! Yapmayın etmeyin bayanlar, işe yaramanın , iyi hissetmenin uçlarını bu kadar genişletip komik olmayın. O ped torbasını yaptığında aldığın hazzı pekala aynı yoldan bi cüzdan yaparak da alabilirsin. Toplumun yüklediği komik gizlilik! durumunun esiri olmak , böyle umarsızca üreten insanlara yakışmıyor bence... Üretmeye devam edin , sadece biraz düşünün isterim. bitti.<br /><a href="http://www.10marifet.org/ara/ped%20%C3%A7antas%C4%B1"> malum çantalar</a><div><br /></div><div><b>mood</b>:<span class="Apple-style-span" style=" white-space: pre-wrap; font-family:monospace;font-size:13px;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVZSDOrqwEYxTmG4jQbh_oO_7VRaUL0yLbRBq6XbcIQ2o2miScXxuzAiFaN95iLei6Df2UFZy20QIO7KtxM5tSdq_Fkwo5PWIQw8Z8houKSC0U-ZxFmHeVWHgBunWttOFfVn8Zkw0XQu8/s1600-h/578314583_83168eb1f4.jpg"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 40px; height: 65px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVZSDOrqwEYxTmG4jQbh_oO_7VRaUL0yLbRBq6XbcIQ2o2miScXxuzAiFaN95iLei6Df2UFZy20QIO7KtxM5tSdq_Fkwo5PWIQw8Z8houKSC0U-ZxFmHeVWHgBunWttOFfVn8Zkw0XQu8/s200/578314583_83168eb1f4.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5392773151249387442" /></a></span></div></div>sinemhttp://www.blogger.com/profile/18072593658185129598noreply@blogger.com0