22 Ekim 2009 Perşembe

Peur(s) Du Noir ( Karanlık Korkuları)

... bir Afgan köylüsü ile tv izlerken , batı medeniyetlerinin üstünlüğünü ona anlatmaya çalışmak zorunda kalmaktan korkarım.
...pek tanımadığım bir arkadaşıma beklenmedik bir şekilde davet edilip soslu soyulmuş yılan servis edilmekten korkarım.
...sevişirken , mutlu ölmekten ; politik bir görüşüm olmadığı için 'ortada' olmaktan korkarım...
Filmin adı karanlık korkusu olsa da , bir çoğumuzun hayatın kabusa çeviren küçük korkuların hikayeleri anlatıldığı animasyonda 6 animatörden 5 farklı minik hikaye ile siyah- beyaz korkular işleniyor.
Kesinlikle sinemada, en azından büyük bi ekranda izlenmesi gereken bi film Peurs du Noir. Animasyonun böyle rahatsız edici filmler yapmakta kullanılmasına alışık da değilim ancak film boyunca işlenen; böcek korkusu, kabuslar, bilinmeyenden korkma, hayalet fobisi , timsahlar ve örümceklerin rahatsız edici tarafları hafif fantastik ancak gerçeğe de yakın sayılabilinecek hikayelerle sunulduğu için bu filmi 'ilgi çekici' alanına sokabilirim.Korkularımız da öyle değil midir zaten; kafamızda büyüyüp dağlar olan ama yaşadığımızda hayatın zorunlu bi parçası kadar doğal görünen...

Kendime göre filmdeki unsurların 'en'li sıralandırılması da şöyle ( spoiler içeriyor)
Blutch imzalı;kısa filmlerin birbirine bağlandıkları sırada parça parça izlediğimiz ,köpek korkusu çatısı altında işlenen hikayenin tarzı en sevdiğim çizimler..


en ilginç bulduğum hikaye Charles Burns tarafından yapılan. Burada böcekler ve aslında üstü kapalı olarak erkeklerin evlenme-bağlanma korkusu ( kadın korkusu demeli şuna) da işlenmiş bulunmakta :)



İşlenişini en sevdiğim ise filmdeki en rahatsız edici görsel öğelerin bulunduğu , küçük kızın kabusları bölümü oldu. Japon kültürü korku ögelerinden yararlanılmasının payı da büyüktür burada.

Filmin doğası gereği ,hikayelerinin hiçbirinin mutlu sonla bitmemesi de filmi toplam 3 denemede izlememin nedenidir. Ancak değişik fimleri sevenler ve biraz huzursuz olmak isteyenler için hoş bi seyirlik olduğunu düşünüyorum.

mood :

18 Ekim 2009 Pazar

Zamanin Ötesinde; Harry'nin özleminde ;

geç haberim oldu ama J.K:Rowling in James ve Sirius 'un gençliğinde yaşadığı haylazlık öyküülerinden birini anlattığı kısa hikayeyi buldum ve üşenmedim çevirdim:) Berbat'dan hallice bi çeviri de olsa paylaşmak istedim. Harry Potter özleyenler için gelsin ;

karanlıkta gitgide hızlanan motorsiklet köşeyi öyle bir hızla döndü ki; onları takip etmekte olan araçtaki iki polis de 'vay canına!' diye bağırmaktan kendilerini alamadılar.Memur Fisher, motorun arkasında oturanın düşüp tekerlerin altında kalacağını düşünerek, koca ayağıyla frene asıldı fakat motor ,üstünden kimse düşmeden, arka lambasının 1 snlik kırmızı ışığında dar sokakta gözden kayboldu. 'şimdi yakaladık' diye bağırdı polis şefi Anderson heyecanla; ' çıkmaz sokağa girdiler!' Fisher motoru izlemek için direksiyona sarılarak gaza bastı ve dar yolda aracın yan tarafının boyası kazındı. yarım saatlik kovalamacanın ardından, avlarınınn farlarını gördüler.motorsikletliler tuğladan bir duvar ile , üzerlerine parlak gözlü bir yırtıcı hayvan gibi hırlayarak gelen polis aracı arasnda kapana kısılmışlardı. sokak o kadar dardı ki Fisher ve Anderson arabadan zorlukla çktılar. Bu durum onların, avlarına yengeç gibi yavaş yavaş yaklaşmalarını engelledi . yanıp sönen mavi işiğin karşısında zevk aliyormuş gibi sırıtarak oturan 2 gence
' motordan inin!'diye gürledi. motorcular söyleneni yaptı..sonunda arabanın kırık camından dışarı çıkabilen memur Fisher sırıtarak motorlulara baktı. 20lerinin başlarında görülen bu iki gencin motoru kullananının uzun siyah saçları memura,hiç de hoş olmayan bir şeyi; kızının boşgezen gitarcı sevgilisini hatırlattı. Diğer çocuğun da kısa ve dağılmış siyah saçları vardı. Gözlük takıyordu ve sırıtıyordu.İkisinde de ,şüphesiz ki aptalca ve gürültülü bir rock grubunun simgesi olan büyük altın bi kuş armalı t-shirtler vardı. 'kask yok!' diye gürledi Fisher motorcuların kafalarını işaret ederek ve 'hız limitini çok, şey,..büyük oranda aştınız ( aslında hızları Fisher in bi motorcunun ulaşabileceğini kabul edemeyeceği kadar yüksekti) ve 'polisin dur ihbarına uymadınız!' ' sohbet etmek için durmak isterdik' dedi gözlüklü olan ' ancak -'
' akıllı olduğunu sanma , siz ikiniz belanin eşiğindesiniz ' dedi Anderson 'isimleriniz?'
' isimlerimiz' diye tekrarladi uzun saçli olan, ' hımm bi bakalim.. wilberforce bathsheba… elvendork…'
' ve en güzel yanı da bu isimlerin unisex olması' dedi gözlüklü olan
' a , bizim isimlerimiz mi demek istemiştiniz' dedi ilki; Anderson öfkeden kudururken; ' sizin isimleriniz desenize ! ben James Potter ve bu Sirius Black'
' senin için kara bi gün olucak seni sevimli surat' ancak ne JAmes ne de Sirius söylenenleri dikkate aldı. Birden, av köpekleri gibi, polislerin arkasindaki arabanın üstünden karalığın derinlerine bakarak, ayni anda arka ceplerine uzandılar. bi an ,polisler kendilerine doğrultulanin silah olduğunu zannettiler fakat hemen sonra motorcuların onlara doğrulttuklarının silah olmadığını fakat; ' bagetler mi?' dedi Anderson alay ederek, ' şaka yapıyor olmalısınız, şimdi tutuk-' ama Anderson cümlenin devamını getiremedi , James ve Sirius anlamsız bir şeyler fısıldadıktan sonra asalarından güçlü bir ışık huzmesi çıktı. polisler kendi etraflarında dönüp arkaya doğru sendeledi.üç adam, bagetlerin ucundan çıkan ışık huzmesinin üstünde havalandılar - uçuyorlardı- ve tam o anda polis arabası arka tekerlekleri üstünde şaha kalktı. Fisher ın dizleri titredi ve sertçe yere oturdu, Anderson, Fisher ın bacaklarına basarak tökezledi ve üstüne düştü. 'bum!,pat! çat!' ve kırık çalı süpürgesi parçalarının takırtısı sırasında; süpürgelerinde uçan adamların ters dönmüş arabaya sonra da neredeyse farkedilmeyecek hızda yere düşüşlerini duydular. ve motorsiklet tekrar çalıştı; ağzı bir karış açik kalan Fisher , 2 adama bakmak için toparlandı. ' çok teşekkür' dedi sirius motorsikletin sesinin arkasindan ' size borçluyuz!'
' evet , sizinle tanışmak güzeldi ' dedi james ' ve unutmayın ,evendork! unisex bi isimdir!' yeri göğü inleten bi çarpışma sesi duyuldu, Fisher ve Anderson korkudan birbirine sarılırken arabaları yere düşüp parçalandı. Ve polislerin şaşkınlıkları arasına motosiklet havalandı
JAmes and Sirius karanlık gökyüzünde gözden kayboldu....

Keşke J.K.Rowling daha da yazsa , daha çok Harry Potter yazsa... Şu sıralar yazmaktaymış ancak artık Harry Potter değil başka öyküler düşünüyormuş. Yine de heyecanla bekliyoruz...
mood:

15 Ekim 2009 Perşembe

günün tespiti: hemcinslerim!

Kadınlardaki 'bi işe yarama duygusu' , kadının toplumumuzdaki yaygın yeri itibariyle çok farklı uçlara kayabiliyor. Bi Derya Baykal klişesi var bir kere, yorum yapmaya kalkan herkesin ' ayy ne saçma şeyler yapıyor, Ferhan Şensoy iyi ki boşanmış manyak kadın ' gibi cümlelerle yerdiği kadın. Ancak onun gibi kadınlar onu çok seviyor, genel kitlesi orta yaşli emekli olmuş, el becerileriyle üretip mutlu olmaya çalışan kadınlar. Bu durum çok normal, genelde annelerimiz biz büyüyene kadar sadece yavruları için yaşıyor ve sonra çocuklar kendi ayakları üzerinde durmaya başladığında işe yaramadklarını hissediyorlar. Orta yaş krizidir, menopozdur; tıbbi açıklamasını bilemeyeceğim ancak dünyada sevdiği işi , başkalarına pek zarar vermeden yapabilen kaç kişi var bi düşününce... O nedenle ben 'örgücü orta yaşlı kadınlar' ı severim, Derya Baykalın da kendini sevmesem de çoğu zaman yaptığı işi severim... Keşke herkes tutunabilecek bir şeyler bulabilse hayatta...

Aslında konu bu durumun aşırılığı ile ilgili olacaktı ama hemcinslerim için empati yaparak önce yumuşak bir giriş yapmak istedim. 10marifet adında , pillinetwork üyesi bir site var. Geneli bayan olan kitle burada el işlerini sergileyip para kazanıyorlar. Genelde küçük paralar olduğu için mühim olan paylaşmak diyebiliriz. Annemin de amigurumi sanatında yaptklarını yayınladığı bu sitede ona da absurd gelen bir şey olmuş. KAdnlar pedleri için sürekli çanta yapıyorlar :) Evet bildiğimiz günlük pedler için kelebekli, çiçekli çeşit çeşit çantalar... Sanırım uçlar derken bahsetmek istediğim buydu. Çantamızı açtığımızda mavi veya mor renkli kağıtlar içindeki pedlerimizin görünmesi çoğumuzun korkusudur gibi bir açıklama yapabiliriz bu duruma ancak; neden, ne gerek var diye sormak isterim! KAdın olarak sağlıklı olduğunun en büyük belirtilerinden biri olan regl durumunda olmayı neden bu kadar gizlemek istersin ki.. Üstelik menopoz denen o illetle uğraştığında regl günlerine deli gibi özlem duyacakken! Yapmayın etmeyin bayanlar, işe yaramanın , iyi hissetmenin uçlarını bu kadar genişletip komik olmayın. O ped torbasını yaptığında aldığın hazzı pekala aynı yoldan bi cüzdan yaparak da alabilirsin. Toplumun yüklediği komik gizlilik! durumunun esiri olmak , böyle umarsızca üreten insanlara yakışmıyor bence... Üretmeye devam edin , sadece biraz düşünün isterim. bitti.
malum çantalar

mood: